Paris 2024 Olimpiyatları, Türkiye için birçok açıdan hem umut verici hem de beklentileri karşılamayan bir süreç oldu. Türkiye, pek çok branşta başarı hedefiyle yola çıkmış olmasına rağmen, toplam madalya sayısında ve altın madalya hedefinde beklentilerin altında kaldı. Oyunlarda 1984 yılından bu yana ilk kez altın madalya kazanamayan Türkiye'nin genel performansı kimileri tarafından başarısız olarak değerlendirilse de; bu sonuçlar aslında spor kültürümüzde farklı bir dönüşüm yaşandığını da gösteriyor.
Altınsız Türkiye
Paris 2024'te Türkiye, şu ana kadar 8 madalya kazandı. Bu sonuçlar, geçmişteki performanslara kıyasla bir gerileme olarak yorumlanıyor. Türkiye'nin Olimpiyat tarihindeki en büyük başarılarından biri, bir önceki olimpiyat oyunları olan 2020 Tokyo Olimpiyatları'nda elde edildi. Oyunlarda, Türkiye 2 altın, 2 gümüş ve 9 bronz madalya kazanarak toplamda 13 madalya ile büyük bir başarı yakaladı. Altın madalya bazında en başarılı turnuva ise 1960 Roma Olimpiyatları'ydı; 7 altın madalya ile tarihin en iyi sonucu elde edilmişti.
Ne değişti?
Türkiye’nin Olimpiyatlardaki madalya kazanımları, tarihte büyük ölçüde güreş ve halter gibi belirli branşlara odaklanmasıyla biliniyor. Bu iki branş, ülkenin toplam madalya sayısının büyük bir bölümünü oluşturuyor. Türkiye'nin Olimpiyat tarihindeki 41 altın madalyasının 29'u güreşte, 8'i ise halterde kazanıldı. Ayrıca, Türkiye’nin kazandığı 104 toplam madalyanın 66'sı güreş, 11'i ise halter branşlarından geldi. Bu veriler, Türkiye'nin spor dallarındaki odağının uzun yıllar boyunca güreş ve halter gibi belirli alanlarda yoğunlaştığını gösteriyor.
Ancak son yıllarda bu odağın değişmeye başladığını söylemek mümkün. Türkiye, geleneksel olarak güçlü olduğu branşların yanı sıra, okçuluk, boks, voleybol, taekwondo, atletizm, cimnastik ve karate gibi daha geniş bir yelpazede görünür olmaya başladı. Bu çeşitlilik, Türkiye’nin spor dallarındaki başarısının daha dengeli bir yapıya kavuştuğunu ve ülkemizin uluslararası arenada daha fazla branşta rekabetçi bir konuma geldiğini ortaya koyuyor. Yine de, bu yeni spor dallarında daha fazla başarı elde edebilmek için yatırımların ve teşviklerin artması, yeni sporcularla da süreçlerin sürdürülebilir hâle getirilmesi gerekiyor.
Hâlen futbol ülkesiyiz
Türkiye'de son yıllarda spor anlayışında önemli bir değişim yaşanıyor. Futbolun yanı sıra diğer spor dallarına olan ilgi ve yatırımlar artıyor. Ancak bu alanların daha fazla teşvik edilmesi, sporcuların yetiştirilmesi ve desteklenmesi gerekiyor. Türkiye'deki endüstriyel yatırımlar, yayın hakları ve birçok kaynak hâlâ futbol odaklı çalışıyor. Sporcu düzeyinde yaşanan gelişmeler ve dönüşüm süreci, Türkiye’nin kurumsal ve endüstriyel alanındaki odağından bağımsız şekilde ilerliyor.
Başarısız mıyız?
Türkiye'nin olimpiyat serüvenindeki madalya sayısına bakıldığında, genel performans beklentilerin altında olarak değerlendirilebilir. Ancak bu durum, yeni sporcu havuzunun ve rekabet alanının genişlemesiyle de doğrudan ilişkili. Türk sporcularının yeni rekabet alanlarında sürdürülebilir şekilde görünür olması ve finalleri hedeflemesi, gelecekteki madalyalar için en büyük kaynağı oluşturabilir. Bu nedenle, gelecek olimpiyatlarda elde edilecek başarılarda Paris Olimpiyatları’ndan alınan derslerin büyük payı olacak.