Kremlin, Trump'ın Ukrayna'daki Barış Gücü İddialarını Reddetti
Rusya, ABD Başkanı Donald Trump'ın, Rus lider Vladimir Putin'in Ukrayna'da Avrupa barış güçlerinin konuşlandırılmasına hazır olduğunu iddia etmesini yalanladı. Kremlin sözcüsü Dmitry Peskov, bu konuda Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un açıklamalarına atıfta bulunarak, "NATO ile bağlantılı güçlerin Ukrayna'da konuşlanmasını kabul edemeyiz" dedi.
"Silahlı kuvvetlerin, yabancı bayrak altında, Avrupa Birliği veya ulusal bayraklarla gelmesi, bu konudaki durumu değiştirmiyor. Bu, elbette kabul edilemez." - Sergey Lavrov
Trump, Pazartesi günü yaptığı açıklamada, Putin'in Ukrayna'da barış güçlerini kabul edeceğinden emin olduğunu belirtti. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Avrupa barış güçlerinin Ukrayna'da barışı sağlamak için gönderilmesi gerektiğini savunarak, Fransız askerlerinin çatışma bölgelerinde değil, barışı korumak için yer alacağını söyledi.
Trump ve Macron'un Görüşmeleri
Trump, Macron ile yaptığı basın toplantısında, Ukrayna'nın savaşı sona erdirecek bir anlaşma için hazır olduğunu ifade etti. Trump, "Bu, üçüncü dünya savaşına dönüşebilir ve bunu istemiyoruz" dedi. Ayrıca, Trump, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski'nin Washington'a gelebileceğini de belirtti.
ABD-Rusya İlişkileri Üzerine
Peskov, ABD-Rusya ilişkilerinde güvenin yeniden tesis edilmesi için uzun bir yol olduğunu ve iki ülkenin diplomatik görüşmelere devam etme kararı aldığını kaydetti. Trump, nadir toprak elementleri üzerine Rusya ile bir anlaşma yapma niyetini de açıkladı.
Temel Bulgular
- Kremlin, Trump'ın barış güçleriyle ilgili iddialarını reddetti.
- Lavrov, NATO bağlantılı güçlerin Ukrayna'ya gelmesini kabul edilemez buluyor.
- Trump, Putin'in barış güçlerini kabul edeceğinden emin olduğunu belirtti.
- Macron, Avrupa'nın güvenliğini artırmak ve Ukrayna'ya destek vermek için Trump ile görüşecek.
- Peskov, ABD-Rusya ilişkilerinin güven inşası için uzun bir süreç gerektirdiğini vurguladı.
Bu gelişmeler, uluslararası ilişkilerdeki dinamiklerin nasıl değişebileceğine dair önemli ipuçları sunuyor ve Avrupa'nın güvenliği ile ilgili endişeleri artırıyor.