0
1
2
3
4
5
6
7
8
9
0
0
1
2
3
4
5
6
7
8
9
0
0
1
2
3
4
5
6
7
8
9
0
%

Yapay zeka çağında neden vitrinde kadınlar üretimde erkekler var?

Hepimiz yapay zekâ çağında yaşıyoruz. Bu çağın vitrininde ise kadın var. Reklamlarda, sosyal medya içeriklerinde ve hatta akıllı asistanlarda... Yapay zekânın bizlere sunduğu sesli içerikleri, ekranlarımızda gördüğümüz dijital avatarlar, hologramlar ve video personaları çoğunlukla kadın yüzler ve sesler oluşturuyor. Daha sıcak, daha güvenilir ve daha empatik algılanmaları için tasarlanıyorlar. Ancak bu vitrinin arkasında, yani yapay zekânın üretildiği ve geliştirildiği alanlarda, tablo bambaşka.

Hikâye: Güz Başak Gökçe

Kürasyon: Scrolli Haber Stüdyosu

İstihdamdaki sorun

Bugün YZ endüstrisindeki algoritmaları yazan, modelleri eğiten ve bu teknolojilerin temelini oluşturan ekiplerin büyük çoğunluğunu erkekler oluşturuyor. Kadınların yapay zekâ endüstrisindeki iş gücüne katılımı hâlâ oldukça düşük ve bu durum birçok argümanla birlikte cinsiyet eşitliği tartışmalarını da beraberinde getiriyor.

Kadınların teknolojiye katkısı

Yapay zekâ alanında kadınların etkisi henüz düşük olsa da; bu sektörü yaratan yolculukta kadınların rolü büyük. Kadınların teknolojik alandaki katkısı 19. yüzyılın ortalarında Ada Lovelace’a kadar uzanıyor. İlk bilgisayar programcısı olarak kabul edilen Lovelace, bilgisayar sistemlerinin ve dolaylı yoldan yapay zekânın temellerini atan önemli isimlerden biri. Onun çalışmalarının ardından, yapay zekâ alanında çeşitli gelişmeler yaşandı. Örneğin, 1983 yılında Elaine Rich, yapay zekâ üzerine yazılmış ilk kitaplardan biri olan “Artificial Intelligence”ı yayımladı.

Kadın temsiliyeti YZ sektöründe neden düşük?

Uzmanlar ve konu hakkında yayınlanan raporlar incelendiğinde; kadınların STEM (bilim, teknoloji, mühendislik, matematik) ve yapay zeka alanlarında düşük temsili, bir dizi yapısal ve kültürel faktörden kaynaklanıyor. UNESCO verilerine göre, dünya çapında STEM alanlarında öğrenim gören kadınların oranı %30-35 arasında, özellikle bilgisayar bilimi ve mühendislik gibi yüksek maaşlı alanlarda bu oran daha da düşük.

Bu durum, erken yaşta maruz kalınan cinsiyet stereotipleri, eğitimde rol modellerin eksikliği, erkek egemen iş kültürü, iş yerindeki cinsiyetçi tutumlar, maaş eşitsizliği ve liderlik pozisyonlarına erişimde yaşanan zorluklar gibi sorunlarla daha da derinleşiyor. Örneğin, üst düzey yapay zeka yöneticilerinin sadece %14’ü kadınlardan oluşuyor. Ayrıca, yapay zeka sistemlerinin toplumsal önyargıları yansıtan veri ve algoritmalarla eğitilmesi, kadınları sektörde görünmez kılarken, aile ve iş dengesi konusundaki yükler de kadınların bu alanda uzun vadeli kariyer yapmasını zorlaştırıyor. Kadın rol modellerin ve mentorluk imkanlarının eksikliği de genç kadınların bu alanlara yönelmesini sınırlayan önemli bir faktör.

Kaynak: World Economic Forum, UN Forum

Yakın gelecekteki risk

Öte yandan, yapay zekanın iş geliştirme, yöneticilik ve yatırım alanlarındaki kadın temsiliyeti de umut vermiyor. Verilere göre, kadın kurucuların yapay zeka şirketleri için topladığı yatırım miktarı, tamamen erkek ekiplerin altıda biri kadar. Üretken yapay zekâ araçlarının kullanımında da kadınlar yaş aralığında üretici farkındalığında erkeklerin arkasında kalıyor. Uzmanlara göre yakın gelecekte daha kapsayıcı YZ sektörü için bu olgular belirli engellere dikkat çekiyor.

Veri setlerindeki önyargı

Yapay zekânın son zamanlarda cinsiyetçilikle ilişkilendirilmesi ise şaşırtıcı bir durum değil; çünkü bu sistemler, algoritmalar aracılığıyla geçmiş verilerden öğreniyor ve bu veriler genellikle toplumsal önyargılarla dolu olarak biliniyor. Araştırmalar; internetten toplanan verilerde kullanılan cinsiyetçi dilin, yapay zekâ modellerinin önyargılı sonuçlar üretmesine neden olduğunu gösteriyor.

Bu konuda çalışma yapan University College Dublin’den Susan Levy’nin yaptığı bir araştırmaya göre, yapay zekânın kullandığı algoritmalar, insanlığın sosyal gelişimlerini geriye itme potansiyeline sahip. Bu algoritmalar, toplumsal cinsiyet rolleri gibi derin yerleşik önyargıları pekiştiriyor ve modern dünyanın değişen dinamiklerine ayak uydurmak yerine ayrımcılığın yeni bir kaynağı haline geliyor. Örneğin, "doktor" kelimesinin erkek, "hemşire" kelimesinin kadın ile ilişkilendirilmesi, geçmişteki verilerin eğitilme şekline dayanıyor ve modern toplumsal ilerlemeleri yansıtmıyor. Uzmanlara göre kadınların katkısının az olduğu veri setleri, yapay zekânın bilgi eksikliği yaşamasına ve yanlış çıkarımlar yapmasına neden oluyor.

'Kadın araştırmacıların oranı %12 bile değil'

Scrolli’ye konuşan üretken yapay zeka eğitmeni Sinem Saka, kadınların yapay zeka teknolojilerinde oynadığı rolün kritik olduğunu ancak yeterince görünür olmadığını vurguluyor. Saka, açıklamasında şunları söylüyor:

“Yapay zeka teknolojilerinde kadınların rolü inanılmaz derecede önemli, ama şu an ne yazık ki o rol yeterince görünür değil. Bu durum, tarihten bu yana kadınların teknoloji alanındaki etkisini düşününce biraz ironik. Ada Lovelace’tan Grace Hopper’a, teknoloji tarihinde çok güçlü kadın isimler var. Ancak bugün yapay zeka alanında kadın araştırmacıların oranı %12 bile değil.”

'Kapsayıcı veri setleri gerekiyor'

Kadınların eğitim, sağlık ve iş gücüne katılımında YZ’nin çok büyük bir potansiyeli olduğu belirten Saka şu ifadeleri kullanıyor:

''Eğitimde yapay zeka destekli kişiselleştirilmiş öğrenme platformları sayesinde, kız çocukları ister şehirde ister kırsalda olsun, kaliteli eğitime kolayca ulaşabilirler. STEM alanlarında onları motive edecek, ilham verecek, mentorluk sağlayacak sistemler bile geliştirilebilir. Sağlıkta da durum benzer: YZ destekli erken teşhis araçları, özellikle kadın sağlığına özgü konularda çok faydalı olabilir. Kırsal kesimlerde tele-tıp hizmetleriyle kadınlar doktora erişimde zorlanmaktan kurtulur. İstihdam konusunda da YZ tabanlı platformlar, kadınlara uygun iş fırsatlarını bulmalarını kolaylaştırabilir, hatta girişimcilik ekosisteminde onları doğru ağlarla buluşturabilir. Tabii tüm bunlar için öncelikle kapsayıcı veri setleri, cinsiyet perspektifini merkeze alan tasarımlar ve kadınların bizzat teknoloji üretim sürecinin içinde yer alması gerekiyor.''

'Tüm insanlığın kolektif aklına ihtiyaç var'

Saka'ya göre yapay zekanın herkes için, özellikle de bugüne kadar sesi daha az duyulmuş kesimler için, adil ve kapsayıcı bir araç haline gelmesi gerekiyor. Saka şöyle konuşuyor: "Bu sadece teknolojik bir mesele değil, toplumsal bir dönüşümün parçası. YZ, tüm insanlığın kolektif aklına ve emeğine ihtiyaç duyan, çok boyutlu bir güç. Onun gerçek potansiyelini ancak farklı bakış açıları bir araya geldiğinde ortaya çıkarabiliriz."