0
1
2
3
4
5
6
7
8
9
0
0
1
2
3
4
5
6
7
8
9
0
0
1
2
3
4
5
6
7
8
9
0
%

Trump 2.0 rüzgârı Türkiye'yle ilişkilere nasıl yansıyacak?

Hikâye: Ahmetcan Uzlaşık

ABD, etkileri uzun sürecek bir Başkanlık yarışını geride bıraktı. Delegelerin 312’sini alarak Kamala Harris’e fark atan Donald Trump, 20 Ocak’ta yeminini ederek Başkanlık koltuğuna oturacak.

Türk dış politikası, İkinci Trump döneminden en çok etkilenmesi beklenen alanlardan bir tanesi. Ankara-Vaşington hattında 2016-2021 yıllarındaki ilk Trump döneminde, Trump ve Erdoğan arasında güçlü bir diyalog kurulmuş lakin ilişkiler birçok krizle test edilmişti. Trump’ın yeni dönemindeki kabine tercihleri, ikili ilişkilerin önümüzdeki dönemi hakkında şimdiden fikir vermeye başladı.

Peki ABD’de Donald Trump’ın yeniden başkanlık koltuğuna oturmasıyla dünya siyaseti ve Türkiye-ABD ilişkileri nasıl şekillenecek? Öncelikle kabinedeki yeni isimlere odaklanarak başlayıp ardından Scrolli'ye konuşan Prof. Dr. Hüseyin Bağcı'nın açıklamalarına bakalım.

Trump’ın Takımı Şekilleniyor

ABD-Türkiye ilişkilerinin yeni döneminde liderlerin ön plana çıkması bekleniyor. Ne var ki, liderlerin atadığı kabine üyeleri ve onların dünya görüşü de siyasi ilişkiler bağlamında önem arz ediyor.

ABD Başkanı, ülkeyi Başkan Yardımcısı ve 15 kişilik bir ana ekiple yönetiyor. Bu ekibin içerisinden özellikle Dışişleri Bakanlığı ve Savunma Bakanlığı koltuklarına kimin oturacağı ve bunların bölgeye “nasıl baktığı” ikili ilişkilerde etken bir unsur olacak. Bu 15 kişilik ekibin tamamı Başkan tarafından aday gösterilse de göreve başlamaları için Senato’dan onay almaları gerekiyor. Kabinedeki pozisyonlar ise Dışişleri Bakanlığı, Hazine Bakanlığı, Savunma Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Tarım Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, Çalışma Bakanlığı, Sağlık ve İnsani Hizmetler Bakanlığı, İskan ve Kentsel Kalkınma Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı, Enerji Bakanlığı, Eğitim Bakanlığı, Gazi İşleri Bakanlığı ve İç Güvenlik Bakanlığı şeklinde sıralanabilir.

Bu 15 kişilik listenin yanında, sayısı değişmekle beraber 10’a yakın ikincil önemde pozisyon da bulunuyor. Bunlar içinde Beyaz Saray Özel Kalem Müdürlüğü, ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA), Çevre Koruma Ajansı, Yönetim ve Bütçe Ofisi, Ulusal İstihbarat Direktörlüğü, ABD Ticaret Temsilcisi, ABD'nin BM Daimi Temsilcisi, Ekonomik Danışmanlar Konseyi, Küçük İşletmeler İdaresi ile Bilim ve Teknoloji Politikaları Ofisi yöneticileri var. Özel Kalem hariç bu pozisyonların her birinin de Senato onayından geçmesi gerekiyor.

Trump’ın ilk döneminde Senato’da çoğunluk Demokratların elinde olduğu için bu atamaların onaylanması çok uzun sürmüştü. Ne var ki son seçimlerde 53 koltukla Senato’da da çoğunluğu alan Cumhuriyetçilerin bu sefer böyle bir sorunu olmayacak.

Kabine'deki isimler kim olacak?

Dış İşleri Bakanlığı

Trump’ın kabinesinde en dikkat çeken isimlerden biri Florida Senatörü Marco Rubio. Trump, Rubio’yu Dışişleri Bakanı olarak aday gösterdiğini açıkladı. Halihazırda Senato’da dış politika konularında görev alan Rubio, Çin konusunda “şahin” olarak nitelendirilen bir isim. Seçildiği takdirde ülkenin ilk Latin kökenli Dışişleri Bakanı olacak Rubio, İsrail’e verdiği güçlü destek ile tanınıyor. Marco Rubio ayrıca İran konusunda da sert ve tavizsiz politikalarıyla biliniyor.

Adalet Bakanlığı

Tartışmalı adaylardan bir tanesi de Matt Gaetz oldu. Florida’dan Temsilciler Meclisi üyesi olan Gaetz, Trump tarafından Adalet Bakanlığı’na aday gösterildi. Trump’ın en ateşli savunucularından biri olan Gaetz hakkında geçmişte cinsel tacizden uyuşturucu kullanımına kadar birçok dava açılmıştı.

Sağlık Bakanlığı

Trump’ın kabinesindeki Sağlık Bakanı adayı da aşı karşıtı komplolarıyla ön plana çıkmış ünlü Robert F. Kennedy Jr. Kennedy. Kennedy, yarışa bağımsız olarak katılmış fakat sonrasında adaylığını çekerek Trump’a destek vermişti.

Trump, Kennedy’nin “yanıltıcı, yanlış bilgilendirme ve dezenformasyonla uğraşan gıda sanayisii ve ilaç şirketleriyle mücadele edeceğini” belirtti.

Birçok hastalıktan ilaç ve gıda firmalarını sorumlu tutan Kennedy, de kronik hastalıkların oluşturduğu "epidemiyi" durdurma sözü vermişti. Kennedy, Federal yapının etkisizliği nedeniyle bazı sağlık sorunlarının kötüleştiğini de iddia ediyor; bu sorunlar arasında otizm, dikkat eksikliği/hiperaktivite bozukluğu, uyku bozuklukları, kısırlık oranları, diyabet ve obezite yer alıyor. Kennedy ayrıca, içme suyundan florürün çıkarılmasını da savunuyor.

Savunma Bakanlığı

Trump, Savunma Bakanlığına Fox Sunucusu Pete Hegseth'i atayacağını duyurdu. Hegseth, Irak, Afganistan ve Guantanamo'da görev yapan bir savaş gazisi olarak tanınıyor. Trump, Hegseth'in "Önce Amerika" ilkesine sıkı bağlı olduğunu ve onun bakanlığında ordunun güçleneceğini belirtti.

Ulusal Güvenlik Danışmanı

Trump, Florida Temsilcisi Michael Waltz'i ulusal güvenlik danışmanı olarak atayacağını duyurdu. Waltz, Afganistan, Orta Doğu ve Afrika'da savaş gazisi olarak görev yaptı ve Çin, Rusya, İran ve küresel terörizm konularındaki uzmanlığıyla tanınıyor. Trump, Waltz'in "Önce Amerika" dış politika gündemini güçlü bir şekilde savunduğunu ve "Güç Yoluyla Barış" hedefine ulaşmada önemli bir destekçi olacağını belirtti. 2018'de Kongre'ye seçilen Waltz, Çin'e karşı şahin bir tutum sergileyen ve Ukrayna'ya yardım konusunda temkinli olan bir politikacı olarak biliniyor.

Hükümet Verimliliği Bakanlığı

Kabinenin en dikkat çeken adaylıklarından bir tanesi de Hükümet Verimliliği Bakanlığı oldu. Trump, Elon Musk ve eski başkanlık adayı girişimci Vivek Ramaswamy’yi, yeni kurulan Hükümet Verimliliği Bakanlığı’nı (DOGE) yönetmek üzere atayacağını açıkladı. Trump, Musk ve Ramaswamy'nin hükümet bürokrasisini parçalamak, gereksiz düzenlemeleri kesmek, israflı harcamaları durdurmak ve federal ajansları yeniden yapılandırmak için birlikte çalışacaklarını belirtti.

Ulusal İstihbarat Direktörü

Trump, eski Demokrat Temsilcisi Tulsi Gabbard'ı, Ulusal İstihbarat Direktörü olarak atayacağını açıkladı. Trump konuşmasında Gabbard’ın 20 yılı aşkın süre boyunca ülkesinin ve tüm Amerikalıların özgürlükleri için savaştığını belirtti. Gabbard, 2013-2021 yılları arasında Hawaii'yi Temsilciler Meclisi'nde temsil etti ve 2022'de bağımsız oldu. 2020'de Demokratik Parti başkanlık ön seçimlerinde aday olan Gabbard, istihbarat alanında deneyime sahip değil ve Ukrayna savaşına ABD müdahalesine karşı çıkıyor. Rusya hakkındaki görüşleri ve 2017'de Suriye lideri Beşar Esad ile yaptığı görüşme, özellikle Brüksel çevrelerinde tartışmalara yol açtı.

Trump’ın dış politikada yeni odak noktaları Indo-Pasifik mi, Orta Doğu mu?

Trump’ın yeni dönemine yönelik Scrolli’ye değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Hüseyin Bağcı, ABD’nin dış politika öncelikleri, Türkiye-ABD ilişkilerinde olası senaryolar, ve Trump’ın NATO’ya karşı tutumunun Türkiye için potansiyel etkilerine odaklanıyor.

Prof. Dr. Hüseyin Bağcı, ABD dış politikasındaki Indo-Pasifik odağının Trump döneminde de süreceğini belirtiyor. Bağcı'ya göre, "Indo-Pasifik’te Çin ile ABD arasında Tayvan gibi çatışma alanları devam edecek." Ancak, Gazze ve Ukrayna gibi kriz bölgelerindeki gelişmelerin Trump için koltuğa oturduğunda başlıca gündem maddeleri olabileceğini ifade ediyor.

Gazze ve Lübnan’da İsrail’in hedeflerine ulaşma çabalarının 20 Ocak’a kadar devam edeceğini belirten Bağcı, Biden yönetiminin İsrail’e verdiği sınırsız desteğin Netanyahu’nun hedeflerine ulaşmasında büyük bir rol oynadığını da ekliyor.

Rusya-Ukrayna savaşı hakkında ise Bağcı, "Rusya’nın Ukrayna altyapısını hedef almayı sürdüreceğini ve topraklarda kalıcı olma eğiliminde olduğunu" belirtiyor. Bu bağlamda, Trump'ın göreve gelmesi durumunda bu çatışmaları sonlandırma yönündeki çabalarının başarı şansını zamanın göstereceğini ifade ediyor.

Türkiye-ABD ilişkilerinde Trump 2.0 dönemi

Öte yandan Prof. Dr. Bağcı, Trump’ın ikinci döneminde Türkiye’ye dair daha işbirlikçi bir tavır sergileyebileceğini düşünüyor. İlk Trump dönemi ile bu dönemi kıyaslayan Bağcı, "Birinci Trump dönemi ile İkinci Trump dönemi arasında, özellikle dünyanın geldiği nokta itibariyle farklar olacak. Trump’ın seçeceği kadroların Türkiye’ye yönelik tutumları da önem arz ediyor," diyor ve ekliyor: "Gerilimler belli bir noktaya kadar devam edecek olsa da Trump’ın iş birliğine yaklaşacağını öngörüyorum."

Filistin ve Ukrayna krizlerinde Türkiye’nin Batı ile ilişkileri

Filistin ve Ukrayna krizlerinde Ankara’nın rolü hakkında konuşan Bağcı, Türkiye’nin Rusya-Ukrayna savaşı özelinde dengeli bir politika izlediğine dikkat çekti. "Türkiye, Rusya-Ukrayna meselesinde AB üyesi olmaması nedeniyle tarafsızlığını büyük oranda koruyor ve yaptırımlara katılmayan bir ülke konumunda," diyen Bağcı, Gazze konusunda ise Türkiye’nin daha net bir tavır takındığını vurguladı: "Özellikle Filistin’e verdiği siyasi ve ahlaki destek, önümüzdeki dönemde de sürecek gibi gözüküyor."

Bağcı’ya göre, İsrail Başbakanı Netanyahu’nun iktidarda kalması halinde Türkiye-İsrail arasındaki gerginlik de sürecek. Bağcı, "Netanyahu dönemi bitene kadar Türkiye-İsrail ilişkilerinde yeni bir değerlendirme yapılması zor," ifadelerini kullandı.

Hüseyin Bağcı, Trump’ın İsrail’e sınırsız destek vereceğini açıkça ifade etmesine de değindi. Bağcı, Trump ile Netanyahu arasındaki iyi ilişkilerin zaten bilindiğini belirterek, Biden ile Netanyahu arasında ise "bir kimya uyuşmazlığı olduğunu" ifade etti. Buna rağmen, Biden döneminde de ABD’nin İsrail’e sınırsız destek verdiğini ve bu anlamda Trump ile Biden arasında temel bir fark olmadığını söyledi. Ancak Bağcı, Trump’ın başkan olduktan sonra beklenmedik bir politika arayışına girmesinin de olası olduğunu belirtti: "Trump’ın hesaplanamaz olması ve bazen beklentilerin ötesinde bir politika arayışına girmesi beklenebilir."

NATO ve S-400

Prof. Dr. Bağcı, Trump’ın söylemlerine rağmen NATO’nun varlığını sürdüreceğini öngörüyor. Bağcı, "Avrupa’nın güvenliği Türkiye’nin rolüyle de çok alakalı, bu unutulmamalı," diyor ve Türkiye’nin NATO ile olan ilişkilerini sürdürmesinin önemine vurgu yapıyor. Türkiye’nin Batı ile ilişkilerini korurken Küresel Güney’de de diplomatik girişimlerde bulunacağını belirten Bağcı, yine de Türkiye’nin Batı’nın güvenlik şemsiyesi altında kalmaya devam edeceğini ifade ediyor.

Türkiye’nin S-400 meselesinde ABD ile bir anlaşmaya vardığını belirten Bağcı, "F-16 modernizasyonu olacağı için S-400’ler şu ana kadar kullanılmadı, önümüzdeki dönemde de kullanılmayacak gibi gözüküyor," diyor. CAATSA yaptırımları özelinde ise Trump’ın Türkiye’ye yönelik en az zararlı politikaları uyguladığını belirten Bağcı, ikinci Trump döneminde Türkiye’ye yönelik yaptırımların kalkabileceğini düşünüyor. Bu beklentisini "Küresel ve bölgesel jeopolitik dönüşümlere dayanarak bunu söylüyorum," şeklinde ifade eden Bağcı, Erdoğan ve Trump’ın birbirlerini tanımasının bu dönemde daha az gerginlik yaşanmasını sağlayabileceğini belirtiyor.