0
1
2
3
4
5
6
7
8
9
0
0
1
2
3
4
5
6
7
8
9
0
0
1
2
3
4
5
6
7
8
9
0
%

‘Direniş Ekseni’ sembolünü kaybetti:  Hasan Nasrallah

Hizbullah’ı ve Lübnan’ı ne bekliyor?

Yazı: Erkin Öncan

Yayına Hazırlayan: Mahir Boztepe, Kürasyon: Scrolli Haber Stüdyosu

İsrail, Lübnan'a yönelik saldırılarını yoğunlaştırarak 23 Eylül'den bu yana Lübnan'ın çeşitli bölgelerine 650'den fazla hava saldırısı düzenledi ve toplamda 1.600'dan fazla Hizbullah hedefini vurdu.

Son saldırılar, Beyrut'un güneyindeki Hizbullah'ın ana karargahının bulunduğu bölgeye, Dahiyeh'ye yöneldi ve burada bulunan mahallelere gerçekleştirildi.

Bu bölge, Hizbullah’ın hem siyasi hem de askeri yönetim merkezlerine ev sahipliği yapmasıyla biliniyordu.

Açıklama

Lübnan Hizbullah’ı, 28 Eylül günü saatler 14.30’u gösterdiğinde liderleri Hasan Nasrallah’ın ölümünü resmi bir açıklamayla duyurdu. Nasrallah, bu tarihten bir gün önce, 27 Eylül akşam saatlerinde başlayan İsrail’in yoğun hava saldırısında hayatını kaybetmişti.

‌Çocuk ve kadınlar öldü

İsrail güçlerinin Lübnan’a yönelik kapsamlı bir ‘kara harekatı’ başlatması uzun süredir bekleniyordu. Beklenen saldırı henüz başlamamış olsa da, Cuma akşamı, Lübnan’ın başkenti Beyrut bugüne kadar düzenlenen en büyük hava saldırılarından birine sahne oldu.

Lübnan makamlarına göre ayrıca, Hizbullah'ın kullandığı iletişim cihazlarının patlatıldığı 17 Eylül'den beri 104'ü çocuk ve 194'ü kadın olmak üzere 1030 kişi öldü.

‌İsrail bomba yağdırdı

İsrail ordu radyosu, jetlerin her biri 1 ton ağırlığında, yaklaşık 85 tonluk sığınak delici bomba attığını açıkladı. İsrail, bombaların türü veya kaç tane kullanıldığı konusunda açıklamada bulunmadı. İsrail ordusunun cephaneliğinde, özellikle yeraltı hedeflerini vurmak için tasarlanmış yaklaşık 900 kiloluk, Amerikan yapımı "Bunker Buster" isimli güdümlü bombalar bulunuyor.

‌Netenyahu BM’deydi

Beyrut’taki ilk patlama sesleri, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulundaki konuşmasının hemen ardından duyuldu. Saldırıların ardından İsrail Başbakanı Netanyahu, ABD ziyaretini yarıda keserek ülkesine döndü. Bundan saatler önce BM'ye hitaben yaptığı konuşmada, Hizbullah'a karşı saldırıların devam edeceğini dile getirmiş ve ateşkes umutlarını daha da azaltmıştı.

Hizbullah’ın kalesi: Dahiye

Lübnanlıların “Yerler titredi” diyerek anlattığı 10 patlama sesinin ardından, Hizbullah’ın kalesi olarak bilinen Beyrut'un güneyindeki Dahiye bölgesindeki Hureyk Mahallesi'nde yıkılan dört binadan dumanlar yükselmeye başladı. 

Elbette bu hava saldırısı ilk değildi. Hizbullah’la yoğun çatışmalar içerisinde bulunan İsrail’in çoğu sivillere yönelik saldırıları nedeniyle 773 kişi öldü ve ülke içerisinde 150 bine yakın kişi yerinden edildi.

Saldırılara ilişkin ilk resmi açıklamayı, İsrail Ordu Sözcüsü Daniel Hagari yaptı. Hagari’nin ilk açıklamasında herhangi bir Hizbullah yetkilisinin ismi kullanılmasa da, Hizbullah’ın ana karargahının hedef alındığını açıklaması, akıllara ilk olarak Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ı getirdi.

İsrail basını ise, saldırılarda ana hedefin Nasrallah olduğunu manşetlerine çoktan taşımıştı. 

Hizbullah son noktayı koydu

Nasrallah’ın ölümüne ilişkin gece ve gün boyunca devam eden tartışmayı ise, Hizbullah tarafından yapılan resmi açıklama sonlandırdı. Hizbullah lideri Hasan Nasrallah, şehit olmuştu. Aynı saldırıda, İran Devrim Muhafızları Ordusu'ndan Tuğgeneral Abbas Nilfuruşan da hayatını kaybeden üst düzey isimler arasındaydı.

‌Direniş ekseni

Nasrallah, direniş ekseni adı verilen anti-emperyalist ve anti-Siyonist örgütler toplamının kuşkusuz en çok tanınan ve en sevilen figürlerindendi. 1960'ta Beyrut'un yoksul kuzey banliyösü Şarşabuk'ta yoksul bir Şii ailede doğan Nasrallah daha sonra güney Lübnan'a göç etti. Teoloji okudu ve Hizbullah'ın kurucularından biri olmadan önce Şii Emel hareketine katıldı.

‌Emel Hareketi dönemi

Hizbullah, 1982'den önce Emel Hareketi altında yer alıyordu. 1983'te ABD Büyükelçiliği'ne düzenlenen operasyonda 63 kişi ve aynı yıl ABD kışlalarına yapılan saldırılarda 241 asker öldürüldü. 

‌2006: Dönüm noktası

2006 Lübnan-İsrail Savaşı ise birçok Arap ülkesi tarafından Hizbullah için bir dönüm noktası olarak değerlendirildi. Ateşkes sonrası her iki taraf da zafer ilan etse de, Arap dünyasında savaş, ‘Hizbullah'ın kesin zaferi’ olarak algılandı. 

32 yaşında liderliğe geldi

Lübnan iç savaşı başladığında 15 yaşındaydı. İsrail’in Lübnan’ı işgalinden sonra Hizbullah’a katıldığında yıl 1982, Nasrallah 22 yaşındaydı.Nasrallah’ın ömrü, İsrail’e komşu Arapların çoğunluğu gibi tek bir tema altında geçti: Savaş.Örgütün kurucusu Abbas Musevi’nin ölümünün ardından, 1992 yılında liderliği alan Nasrallah, o tarihten öldürüldüğü düne kadar büyük bir gizlilik içerisinde yaşadı. Ancak önderlik ettiği hareket, cephelede, Lübnan sokaklarında ve parlamentodaydı.Lübnan’ı bugünkü Lübnan ve Hizbullah’ı bugünkü Hizbullah yapan Nasrallah’tı. 

Lübnan’ı işgalden kurtardı

2000 yılında güney Lübnan'ın 22 yıl süren İsrail işgalinden kurtarılması, 2006 savaşındaki başarıları ve Hizbullah’ın Lübnan siyasetindeki etki alanını genişletmesi, genç yaştaki Nasrallah’a ve önderlik ettiği örgüte ciddi düzeyde prestij kazandırdı.

Sembole dönüşmesi

Hızla popülerleşen Nasrallah, direniş ekseninin önde gelen ikonik figürlerinden biri haline geldi. Bu dönüm noktalarından en sembolik anlarından biri, oğlu Hadi’nin 12 Eylül 1997'de İsrail kuvvetleriyle girdiği bir çatışmada ölmesi oldu. Bu olay ve Nasrallah’ın oğlunun cansız bedeninin başındaki görüntüleri, Hizbullah ve Nasrallah ailesi için büyük bir sembol halini aldı.

‌Seyyidliği

Arap ve İslam dünyasında milyonlarca kişinin saygısını kazanan Nasrallah, isminin başında ‘Seyyid’ unvanını da kullanıyor. Bu unvan genetik açıdan peygambe Hz. Muhammed’in kızı Hz. Fatma ve Hz. Ali'nin soyundan gelenlere veriliyorNasrallah önderliğindeki Hizbullah’ın bir diğer öne çıkan özelliği ise, direniş ekseninin faaliyet gösterdiği komşu coğrafyalardaki savaşlara aktif katılımıydı.

Suriye ve Filistin’deki etkisi

Suriye’ye yönelik işgal başladığında Hizbullah oradaydı. ‘Filistin davası’ ise, Hizbullah’ın Lübnan sınırlarını aşan mücadele ekseninin en önemli durağıydı. Tam da bu nedenle Hizbullah, Hamas’ın 7 Ekim 2023 tarihinde başlattığı Aksa Tufanı’na, yalnızca bir gün sonra, kuzeyden İsrail’e gönderdiği roketlerle katıldı.

Yeni boyut

O tarihten itibaren Hizbullah, İsrail güçleriyle şiddetli çatışmalara girdi. Onlarca militanını İsrail güçlerine karşı savaşta kaybetti. Her iki taraftan da devam eden roket ve topçu atışları, hava saldırıları ve sınır ötesi operasyonlarla devam eden savaş, son dönemde İsrail’in artan saldırılarıyla devam etti ve dünya henüz Hizbullah militanlarının patlayan çağrı cihazlarının sırrını çözmeye çalışırken savaş Nasrallah’ın öldürülmesiyle yeni bir boyuta ulaştı. 

Sıra ‌ikinci komutanda

Suikastın ardından en çok merak edilen konu, bundan sonra ne olacağı. Nasrallah ve diğer üst düzey yöneticilerin kaybının ardından Hizbullah’ın lideriği için şimdiden kuzeni Haşim Safiyuddin'in ismi telaffuz edilmeye başlandı. Kendisi, Nasrallah'ın kuzeni ve Kasım Süleymani'nin dünürü. Yıllardır ikinci komutan olarak görülüyor. Ayrıca Yüksek Şii İslam Konseyi üyesi Seyyid Muhammed Ali Al-Amin'in kızıyla evli. Bu konsey, Lübnan Şiilerinin en üst düzey organı.

‌İran’la yakın ilişki

Oğlu Rıza da 2020 yılında İran Devrim Muhafızları Lideri Kasım Süleymani'nin kızı Zeynep Süleymani ile evlendi. 1964'te Lübnan'ın güneyindeki Deir Kanun Al-Nahr köyünde doğduğu ve Lübnan'ın tanınmış ailelerinden birine mensup olduğu biliniyor. The New York Times (NYT) gazetesi, üç İsrailli savunma yetkilisine dayandırdığı haberinde, Nasrallah'ın kuzeni Haşim Safiyuddin'in kendisinin olası halefi olarak değerlendirildiğini ve saldırı sırasında olay yerine olmadığını aktarmıştı.

‌Savaşta yeni safha

Nasrallah suikastı, İsrail-Hizbullah çatışmasında kritik bir dönüm noktası olarak tarihe geçti. Ancak bu ölüm, savaşın sona ermesi değil, yeni bir safhaya evrileceğinin sinyallerini veriyor. İsrail’in, öncelikli Lübnan hedefi olarak, bölgeyi insansızlaştırma pahasına Hizbullah güçlerini ülkenin güneyindeki Litani nehrinin kuzeyine sürmeye çalıştığı biliniyor. Bu gerçek aynı zamanda, İsrail’in Nasrallah’ın ölümüyle de durmayacağının bir göstergesi. 

‌Sırada kara operasyonu mu var?

Bir sonraki adım olarak kara operasyonu bekleniyor. Nasrallah’ın ölümünün, toplamda direniş ekseninde yarattığı demoralizasyon bir gerçek. Ancak, suikastın İsrail’in çözülmeye yönelik beklentilerini ne kadar karşıladığını ise, beklenen saldırı başladığında göreceğiz.

‌Lübnan’ı bekleyen kader

Ancak şurası kesin ki, bu suikast ne direnişi ne de savaşı durduracak; aksine, her iki taraf için de çatışmaların daha sert bir boyuta taşınmasına yol açacak. Hizbullah, Lübnan ve Ortadoğu’nun kaderinden silinmiş değil.

Fotoğraflar: Depohotos

Video: Associated Press, BBC

Tüm materyaller haber ve bilgi verme amacıyla kullanılmıştır.