0
1
2
3
4
5
6
7
8
9
0
0
1
2
3
4
5
6
7
8
9
0
0
1
2
3
4
5
6
7
8
9
0
%

Çanlar Google için mi çalıyor?

İnceleme: Zeynep Çakır

Geçtiğimiz günlerde Yandex, Binbirdirek Sarnıcı’nda yeni altyapı ürünü olan “Yazeka'yı" "Aradığını bulma motoru" sloganı ile tanıttı. Yapay zeka destekli bu ürünü, arama aracı değil bulma aracı olarak konumlandırdı. Ürün çok temel bir iç görüden besleniyordu: internette aradığımızı bulamama sorunu. Arama motoruna yazdığınız ve cevabını bulana kadar çileden çıktığınız alakalı, alakasız sayfa dökümlerini düşünün.

Bir tarafta ChatGPT ve Perplexity gibi sohbet robotları; bir tarafta Google, Yandex gibi arama motorları; bir tarafta Instagram, TikTok gibi sosyal medya araçlarında yapılan aramalar. Arama deneyimimizin nasıl geliştiğine bakalım.

2022 yılının Ağustos ayında Danny Sullivan bir makalesinde, Google’ın içerik altyapısını faydalı içeriğe ulaşma noktasında revize edeceklerini ilan etmişti. Yaptılar da; fakat yetti mi? Ülkeden ülkeye değişmekle birlikte Türkiye’de pek de bir değişiklik olmadığını açıkça görüyoruz.

Özellikle reklamlı içeriklerin tüketiciyi ne kadar zorladığını görmek gerek. Gelir modellerimizin tüketiciyi bezdirmediğine emin olmak, bir numaralı kural.

Yeni nesil arama motorları

Geçtiğimiz günlerde Youtube stratejisi ile ilgili çalıştığımız arkadaşlardan biri, yönetmekte olduğu çok takipçili bir Youtube kanalının abonelerinin videoların çoklu reklamlarla kesilmesinden duyduğu memnuniyetsizliği aktardı. Sayfayı inceleyince, kanalın 2 milyondan fazla abonesi olmasına rağmen içerik başına 20-40 bin bandında izlenmesi olduğunu görünce zaten bir sıkıntı olduğunu anlayabiliyordunuz. Bir ürünümüz belli bir süre için tüketicinin “tek çaresi” olabilir ama o tüketici yediği ayazı unutmaz. İlk fırsatta yeni bir alternatife kaçar ve bir alternatif her zaman çıkar.

Google için ilk sinyaller sosyal medya arama motorlarının kullanım sıklığı artışı ile fark edilmiş olmalıydı. Youtube’un Google’dan sonra dünyanın en büyük ikinci arama motoru olduğunu hatırlayalım. Merak ettiğiniz bir şeyi önce hangi platformda aradığınızı kendinize sorun. Demek ki kullanıcı deneyimini sürekli takipte olmalıyız ve gerekli iyileştirmeleri yapmalıyız. Keza sosyal medya platformlarının ilk etapta arama motoru bazında rekabet etmek gibi bir niyetle kurulmadıkları açık. Şimdi oradan niyeti belli olanlara geçelim: sohbet robotları.

'Aradığımı bulmak istiyorum'

“Basitçe aradığımı bulmak istiyorum” ya da “derinlikli bilgi edinmek istiyorum” diyen tüketiciler için arama motorlarının geleceği yapay zekada mı? Bir geçiş evresinde olduğumuzu düşünüyorum.

Arama motorlarının yapay zekalandığı ve sohbet robotlarının arama motorlaştığı bir evre. Bu kapışmanın sonunda tüketiciler için optimum faydaya ulaşacağımızı umuyorum. Örneğin, ChatGPT ilk çıktığında bizlere website veya kaynak dökümü vermediği için tatmin etmezken Perplexity’ nin bu konuda oldukça iyi sonuçlar verdiği konuşuluyor. Genel olarak yapay zeka modellerinin gördüğü halüsinasyonlar da verinin doğruluğundan endişe ettirerek tüketiciyi geleneksel arama motorlarında tutuyor olabilir. Aynı zamanda karşılıklı sohbet özelliğinin daha kolay bir kullanım sunması gibi avantajlar var. Gartner yakınlarda yayınladığı bir raporda, yapay zeka sohbet robotları yüzünden 2026’ya kadar arama motoru trafiğinin %25 oranında düşeceğini öngördüklerini belirtti. Bu geçiş evresinde, kısa vadede Google gibi geleneksel arama motorlarının biteceğini düşünmüyorum; fakat bir süre sonra insanların “kime” ne sorması gerektiğini öğreneceğini düşünüyorum.

Farklı bir boyut daha açalım: Tüketicinin ne aradığını bildiğine dair bir ön koşul ile ilerliyoruz. Sohbet robotlarının kişisel özelliklerimize, geçmiş deneyimlerimize, sevdiğimiz ya da nefret ettiğimiz konulara dair bizi “tanıyan” bilgilere vakıf olduğunu düşünelim. Alerjiniz olan bir ürünü içeren tarifi size sunmayan/eleyen ve bunu özellikle belirten bir arama motoru deneyimi, buna bir örnek. Yakın arkadaş gibi bir sohbet robotu, hayal mi yoksa yakın gelecek mi? Belki de markaların üzerine düşünmesi gereken bir konu da budur. Bu konu esasında pazardaki gelişmelere ayak uydurmaktan öte yeni fırsatlar yaratma ya da inovasyon için de alan açabilir.

Örnek vermek gerekirse, e-ticaret sitelerinde daha önceki aramalarınızı takip eden bir sohbet robotunun size uygun tavsiyeleri öne çıkarmasını düşünebilirsiniz. Sephora’nın visual artist ürünü bu tarz bir geliştirme olarak görülebilir. Siyasetten örnek verecek olursak, Hindistan gibi yüksek nüfuslu bir ülkede seçmene erişim ve etkileşim oldukça zor. Narendra Modi, son seçimde yapay zeka destekli sohbet robotu NaMo ile hükümetin başarılı politikalarını daha çok kişiye ulaştırabildi. Özellikle yerel dillere çeviri sağlayarak “arama motorlarından” ayrışabildi. Bu çözümlerin hiçbiri normal bir akışta tüketicinin direkt talebi ile geliştirilmedi. Tüketici davranışlarını dikkatli inceleyen ekiplerin mevcut durumlara alternatif ürettiği çözümler ya da hayatı daha da kolaylaştırmak üzerine aradıkları cevaplarla ortaya çıktı.

Genel olarak arama motorları endüstrisindeki bu hızlı değişimler markalara nasıl yollar açıyor?

Pazarlama profesyonellerinin aldığı en önemli kararlardan biri bütçenin ne kadarını nereye harcayacakları. Google ve ChatGPT, nasıl tüketicinin dönüşen kullanım deneyimini takip ediyorsa markalar da sıkı takipte kalmalı. Bundan da fazlasını yaparak rakiplerden “ayrışma noktasını” bulmalı.

Her kategoriden tüketicinin ortak bir davranışı var: merak etmek ve aramak. Sizin hedef kitleniz günlük merakını nerede gideriyor? Eğer aklındaki her soruyu TikTok’ a soruyorsa, paranızın çoğunu Google’a yatırmazsınız.

İkinci soru: Hedef kitleniz aramalarını metin ile mi, sesli mesaj ile mi, görsel ile mi yapıyor? Bu da arama çeşitlerine yönelik ürünler ya da içerikler üretmenizi gerektirebilir.

O zaman, öncelikle kullanıcı deneyimini öğrenmeli, farz etmemelisiniz. Aynı o müşterinin hep sizde kalacağını farz etmek gibi…