Hikâye: Yaşar Özer
2023 Genel Seçimleri sonrasında çözüm sürecinin yeniden gündeme geleceği söylense, üstelik “bu çağrıyı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli yapacak” dense pek çok insan ihtimal vermezdi.
Geçtiğimiz Ekim ayında siyasi tarihimiz açısından son derece sıra dışı bir gelişme yaşandı. Bu kez sürecin adı konmasa da MHP lideri Bahçeli’nin 22 Ekim’de partisinin grup toplantısında yaptığı Öcalan çıkışı, kabaca 2015’e kadar süren çözüm sürecini hatırlattı. Bahçeli sonradan çok defa revize edeceği ilk çağrısında, “Teröristbaşı gelsin, TBMM DEM Parti grup toplantısında konuşsun” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uzun süre açıktan yanıt vermemesi sebebiyle, “AK Parti - MHP arasında bir ayrılık mı var?” soruları soruldu. Böyle bir ortamda Erdoğan’ın hukuk ve anayasa konularındaki stratejisini belirleyen beyin takımının belki de en etkili ismi olan Mehmet Uçum’un süreci “Terörsüz Türkiye” olarak adlandırdı. Böylece bir nebze de olsa sürecin adı konulmuş oldu.
Bahçeli’nin söz konusu açıklamasının ardından yaşanan süreçte, adı konulamasa da “çözüm” olarak adlandırabileceğimiz yeni politika, Türkiye’nin bir numaralı gündem maddesi oldu.
Cumhur İttifakı’nın bu anlamdaki tavrı haftalardır tartışılıyor. Öte yandan muhalefetin refleksi de henüz anlaşılmış değil.
Sorulacak pek çok soru, alınması gereken pek çok cevap var. Bunlardan ilki “Bahçeli’yi böyle bir süreci başlatmaya iten motivasyon neydi?” sorusu…
Bahçeli’nin çıkışını ve sonrasında yaşananları, Emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz ile siyasetçi ve akademisyen Ufuk Uras’a sorduk.