0
1
2
3
4
5
6
7
8
9
0
0
1
2
3
4
5
6
7
8
9
0
0
1
2
3
4
5
6
7
8
9
0
%

ABD seçimleri Ankara-Washington hattını nasıl etkileyecek?

Hikâye: Serdar Aksoy

Dünya genelinde sonucu en çok merak edilen rutin politik hadiselerin başında muhtemelen ABD seçimleri geliyor. 5 Kasım 2024 salı günü Amerikalılar 60’ıncı başkanlarını seçecek.

Peki bu uzun soluklu yarışta kimler kozlarını paylaşacak? ABD’de başkanlık seçimleri, oy pusulasında farklı adaylar yer alsa da, geleneksel olarak Demokrat Parti ve Cumhuriyetçi Parti adayları arasında geçiyor.

Bir mucize yaşanmadığı takdirde, 240 milyon seçmenin bulunduğu ülkede Beyaz Saray’a ya “ilk kadın ve Asya kökenli başkan” sıfatını isminin önüne ekleyecek Kamala Harris çıkacak ya da Donald Trump başkent Washington DC’deki ikinci dört yılı için halktan onay alacak.

Seçim sath-ı mailinde aday değişikliği

Seçimler mevcut başkan Joe Biden ile 2020’de olaylı şekilde Beyaz Saray’dan ayrılan selefi Donald Trump arasında geçecekti. Ön seçim süreçleri sonunda Demokratlar Biden’ı, Cumhuriyetçiler Trump’ı aday göstermişti.

Adaylar 27 Haziran 2024’te CNN ekranlarında geleneksel başkanlık münazarasında karşı karşıya geldi. Görevdeyken ilerleyen yaşına bağlı olduğu düşünülen pek çok fiziksel ve mental sorunla gündeme taşınan Biden, canlı etkinlikte sergilediği performansla yoğun eleştirilere maruz kaldı.

Biden, kamuoyundan gelen “partinin önünü aç” baskılarına başta karşı koysa da 21 Temmuz 2024’te sosyal medya hesaplarından yayınlandığı bir mektupla pes etti: “Tekrar seçim için yarışma niyetindeydim ancak partim ve ülkem adına geri çekilmenin en doğrusu olacağına karar verdim.”

Biden, mektubunda yardımcısı Kamala Harris’e destek mesajına da yer verdi. 21 Ağustos’ta Chicago’da toplanan Demokrat Parti Kongresi’nde adaylık bayrağının Harris’e devredildiği dünyaya duyuruldu.

Kim bu adaylar?

Dünya Cumhuriyetçi Donald Trump’ı da Demokrat Kamala Harris’i de yakından tanıdığı için biyografi faslını hızlı geçiyoruz. Pennsylvania Üniversitesi’nde ekonomi eğitimi alan Trump, 2016’da ABD Başkanı seçildi. Başkanlıktan önce müteahhit, iş insanı ve “The Apprentice” adlı reality şovun sunucusu olarak öne çıkmıştı. California Üniversitesi’nde hukuk eğtimi alan Harris, 2020’de Biden’ın yardımcısı olarak Beyaz Saray’a çıktı ve ABD tarihinin “en yüksek rütbeli kadın yetkilisi” olarak tarihe geçti. Harris, California Başsavcısı ve California Senatörü olarak görev yapmıştı.

Demokrat Parti’nin adayı Harris başkan seçilirse yardımcısı Minnesota Valisi Tim Walz olacak. Cumhuriyetçi Parti’nin adayı Trump seçilirse de yardımcısı Senatör JD Vance olacak.

ABD seçim sistemi nasıl işliyor?

ABD’de halktan en çok oyu alan aday başkan seçilmiyor. En yakın örnek ise 2016 seçimlerine ait. Demokrat Parti’nin adayı Hillary Clinton’ın ülke genelindeki toplam oyu Trump’tan 3 milyon fazlaydı, fakat Beyaz Saray’a çıkan isim Trump oldu.   

Nasıl mı? ABD’de seçim sistemin işleyişi Türkiye’dekinden farklı. Seçmenler doğrudan başkanı değil, başkanı seçecek olan Seçici Kurul (Electoral College) delegelerini belirliyor.

ABD’de 50 eyalet bulunuyor. Oylar her eyalette ayrı ayrı sayılıyor. Bunların 48’inde ve başkent DC’de en çok oyu alan aday tüm delegeleri kazanıyor. Maine ve Nebraska’da ise adayların aldığı oy oranına göre delege sayısı belirleniyor.  

Her eyaletin delege sayısı nüfusu ve Kongre’deki üye sayısıyla orantılı olarak değişiyor. Ülke genelinde 538 delege bulunuyor. En fazla delege ise 55 kişiyle California’dan çıkıyor. Onu 38 delegeyle Texas, 29 delegeyle New York takip ediyor. ABD Başkanı olmak için ise salt çoğunluğun, yani 270 delegenin oyunu almak gerekiyor.

Bu noktada da “salıncak” ya da “savaş alanı” olarak anılan eyaletlerden bahsetmek gerekiyor. Zira ABD’de eyaletlerin ezici çoğunluğu tarihsel olarak aynı partiyi tercih ediyor. Seçimin kaderini belirleyen bir avuç, sadece yedi eyalet bulunuyor.

Bu noktada da “salıncak” ya da “savaş alanı” olarak anılan eyaletlerden bahsetmek gerekiyor. Zira ABD’de eyaletlerin ezici çoğunluğu tarihsel olarak aynı partiyi tercih ediyor. Seçimin kaderini belirleyen bir avuç, sadece yedi eyalet bulunuyor.

Bu eyaletler ve delege sayıları ise şöyle: Pennsylvania (19), Nevada (6), Wisconsin (10), Michigan (15), Kuzey Carolina (16), Georgia (16) ve Arizona (11).

Anketlerde son durum

Şu anda salıncak eyaletlerde farklar o kadar az ki anket ortalamalarına bakarak kimin önde olduğunu söylemek imkân dahilinde değil. Harris’in yarışa dahil olmasından bu yana ortaya çıkan eğilimlere bakıldığında eyaletlerde bazı değişiklikler fark ediliyor.

Kamuoyu yoklamalarını analiz eden “FiveThirthyEight” (538) sitesine göre; Arizona, Georgia, Nevada ve North Carolina’da ağustos başından bu yana liderlik birkaç kez el değiştirdi. Ancak şu sıralar Trump’ın bu eyaletlerde küçük bir farkla üstünlüğü görülüyor. Michigan, Pennsylvania ve Wisconsin’de ağustos başından bu yana Harris bazen iki ya da üç puan olmak üzere yarışı öne götürüyordu. Fakat anketler iyice sıkıştı ve Trump şu anda Pennsylvania’da az farkla önde.

Bu üç eyalet de Trump’ın 2016’daki zaferi öncesinde Demokratların kalesi niteliğindeydi. Biden 2020 seçimlerinde bu üç eyaleti de “kırmızı”dan “mavi”ye çevirmeyi başardı.

Yazı yayınlandığında yukarıda bahsettiğimiz dengelerin değişmesi çok muhtemel olduğu için bu seçim sonuçlarına dair anketlere bakarak tahmin yürütmek mümkün görünmüyor.  

Temel konularda adaylar nerede duruyor?

Peki Kamala Harris ve Donald Trump’ın ekonomi, ticaret, vergi, kürtaj, göç, sağlık sistemi, dış politika, silah sahipliği gibi milyonlarca insanın hayatını ilgilendiren temel meselelere bakışı nasıl? Adayların vaatlerini ve duruşlarını kısaca aktaralım, sonrasında ise Türkiye ile ilişkilerde nasıl bir bir tablonun ortaya çıkabileceğini irdeleyelim…

Ekonomi

Joe Biden döneminde pek çok Batı ülkesinde olduğu gibi kısmen Covid sonrası tedarik sorunları ve Rusya’nın Ukrayna işgali nedeniyle ABD’de enflasyon yükseldi. Fakat sonrasında alınan tedbirlerle enflasyon düştü. Kamala Harris göreve gelir gelmez ilk işinin çalışan aileler için gıda ve barınma maliyetlerini düşürmek olacağını söylüyor. Vaatleri arasında marketlerde fiyat artışını yasaklamak, ilk kez ev alacaklara yardım ve ev arzını artırmak yer alıyor. En önemli sözlerinden biri de 2009’dan bu yana 7,25 dolar olan saatlik asgari ücreti 15 dolara yükseltmek. Donald Trump da “Enflasyonu bitirip Amerika’yı tekrar ekonomik hale getirmek” için söz verdi. Ayrıca petrol sondajı yaparak enerji maliyetlerini düşürme hedefini ortaya koydu. Doğrudan kontrolü altında olmasa da faizleri düşürmeyi ve belgesiz göçmenleri sınırdışı ederek barınma üzerindeki baskıyı azaltmayı vaat ediyor.

Ticaret

Kamala Harris, Trump’ın ithalat mallarına gümrük vergisi getirme yolundaki kapsamlı planını eleştiriyor. Tasarının ülke genelinde çalışan ailelere yük olacağını ve hane başına yılda 4 bin dolara mâl olacağını söylüyor. Kendisinden beklenen ise daha hedefe yönelik ithalat vergilendirmeleri, Biden döneminde elektrikli araçlar gibi Çin’den ithal ürünlere yönelik getirilen gümrük vergilerini sürdürmesi. Donald Trump gümrük vergilerini kampanyasının ana vaatlerinden biri olarak sundu. Yabancı malların çoğuna yüzde 10-20, Çin’den gelen ürünlere ise daha yüksek oranlarda vergi getireceğini söyledi. Ayrıca daha düşük kurumlar vergisiyle ABD şirketlerinin üretim için ülkede kalmalarını teşvik sözü verdi.

Vergi

Kamala Harris 400 bin dolar ve üzerinde kazancı olan büyük işletme ve iş sahiplerine yönelik vergiyi artıracak. Fakat çocuk vergi indirimi de dahil olmak üzere aileler üzerindeki vergi yükünü hafifletmek üzere bazı tedbirler açıkladı. Donald Trump, çoğunlukla zenginlerin lehine çalışan 2017 kesintilerinin uzatılması da dahil olmak üzere trilyonlarca dolar değerinde bir dizi vergi indirimi öneriyor. Bu kaybı ise daha yüksek büyüme ve ithalat vergileriyle telafi edeceğini düşünüyor.

Kürtaj

Kamala Harris kürtaj hakkını kampanyasının merkezine oturttu ve ülke genelinde üreme haklarını güvence altına alan yasaları savunmayı sürdürüyor. Donald Trump kampanya sürecine kürtaj konusunda tutarlı mesajlar vermeyi başaramadı. Muhafazakârları ve kürtaj karşıtı grupları hayal kırıklığına uğrattı. Ülkede kürtajı anayasal hak olarak garanti altına alan 1973 tarihli Roe-Wade kararını iptal eden ABD Yüksek Mahkemesi’ne pek çok kez atıf yaptı. Yüksek Mahkeme’ye atadığı üç yargıçın iptal kararında kritik rol oynadığını defaatle dile getirdi.

Göç

Joe Biden yönetiminde Kamala Haris ABD’nin güney sınırındaki krizin kök nedenleri çözmekle görevlendirildi. Kuzeye göçü durdurmayı hedefleyen bölgesel yatırımlarda kullanılmak üzere milyarlarca dolar toplanmasına yardımcı oldu. 2023 sonu itibarıyla Meksika’dan rekor sayıda insan sınırı geçti fakat rakamlar o zamandan bu yana dört yılın en düşük seviyesine gerilemiş durumda. Kampanyası sırasında göç konusuna bakışını sertleştirirken California savcısı olarak insan kaçakçılarıyla mücadelede kazandığı deneyimi öne çıkardı. Donald Trump ilk döneminde başlattığı sınırdaki duvar inşaatını bitirerek ve tedbirleri artırarak sınırdan geçişi durduracağının sözünü verdi. Ayrıca belgesiz göçmenelere yönelik ABD tarihinin en büyük toplu sınırdışı operasyonunu hayata geçirme vaadinde bulundu.

Rusya-Ukrayna

Kamala Harris savaş sürdüğü müddetçe Ukrayna’ya destek vereceğini açıkladı. Seçilmesi halinde 21’inci yüzyıl rekabetini Çin’in değil ABD’nin kazanmasını sağlayacağına söz verdi. Donald Trump “izolasyonist” olarak nitelendirilen bir dış politikaya sahip. ABD’yi dünyanın diğer bölgelerindeki çatışmalardan koparmak istiyor. Rusya’yla yapacağı müzakerelerle 24 saat içerisinde Ukrayna’daki savaşı bitireceğini söylüyor.

İsrail-Filistin

İsrail’in Gazze’de işlediği insanlık suçları ABD siyasetinin kritik konularından. Kamala Harris, İsrail’e “sarsılmaz destek” veriyor ve Tel Aviv’in “meşru müdafaa” hakkını savunuyor. Aynı zamanda Gazze’de Filistinlilerin yaşadığı dramın farkında, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya sivil kayıplar, insani durum ve yıkım konuslarında “ciddi kaygılarını” iletti. Donald Trump da kendini İsrail’in “sarsılmaz destekçisi” olarak kabul ediyor. Gazze’de İsrail eliyle yaşanan dram konusunda fikrini pek açık etmiş değil. Göreve geldiğinde İsrail’in savaşı “kazanmış” olmasını istediğini Netanyahu ile görüşmesinde dile getirdiği basına yansıdı. Ayrıca ilk döneminde Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıdı, İsrail’in karşı olduğu İran’la nükleer anlaşmadan çekildi.

İklim

Kamala Harris başkan yardımcısı olarak yenilenebilir enerjiye yüzlerce milyar dolar akıtılmasına, elektrikli araçlara yönelik vergi indirimlerine olanak sağlayan ‘Enflasyon Azaltma Yasası’nın geçmesine yardımcı oldu. Buna karşın çevrecilerin şiddetle karşı durduğu ve doğalgaz ve petrol çıkarmak için başvurulan “hidrolik kırma” yöntemine yönelik muhalefet şerhini kaldırdı. Donald Trump, Beyaz Saray’daki ilk döneminde, elektrik santralları ve araçların kardon dioksit emisyonlarına yönelik sınırlamalar da dahil olmak üzere çevreye ilişkin yüzlerce koruma tedbirini kaldırdı. Seçim kampanyası döneminde Arktika’daki sondajları artıracağına söz verdi, elektrikli araçları eleştirdi.

Sağlık sistemi

Kamala Harris reçeteli ilaç maliyetlerini düşüren ve insüline 35 dolarlık tavan fiyat getiren Beyaz Saray yönetiminin iki numarasıydı. Donald Trump milyonlarca insanın sağlık sigortasına kavuşmasına olanak tanıyan “Hesaplı Sağlık Hizmetleri Yasası”nı kaldırma sözü verdi.

Silah

ABD’nin en büyük sorunlarından biri kontrolsüz silah sahipliği. Ülkede her yıl çok sayıda katliamın yaşanıyor. Kamala Harris silahlı şiddeti önlemeyi kampanyasının kritik vaatleri arasına aldı. Kendisi de silah sahibi olduğunu açıkladı, fakat silah konusunda daha sıkı yasalar getirilmesi gerektiğini düşünüyor. Donald Trump silah taşımayı anayasal güvence altına alan İkinci Değişikliğin sıkı savunucularından.

Ankara - Washington hattında yaşanan krizler

Önce ABD ile Türkiye ilişkilerinde yaşanan kırılmalardan kısaca bahsedelim… Ankara, Washington Yönetimi’nin PKK’nın Suriye kolu PYD/YPG’ye verdiği desteğe “güvenlik gerekçeleriyle” karşı çıkıyor.

Türkiye 15 Temmuz 2016’da girişilen darbe teşebbüsünün 1 Numarası Fetullah Gülen’in ve örgüt üyelerinin ABD’den iadesini talep ediyor. Gülen 20 Ekim’de Pennsylvania’da ölse de örgüt ABD’de faaliyetlerini sürdürüyor.

İki ülke arasındaki en büyük krizlerden bir diğeri de Türkiye’nin Rusya’dan satın aldığı S-400 Hava Savunma Sistemleri’nden kaynaklanıyor. Ankara ABD’nin Patriot Hava Savunma Sistemleri’ni vermemesi nedeniyle kendi güvenliğini sağlamak için Rusya’dan S-400’leri satın almak zorunda kaldığını savunuyor. Washington ise bu durumun NATO’nun güvenliğini tehlikeye düşürdüğünü belirterek Türkiye’yi F-35 programından çıkardı ve CAATSA (ABD’nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Yasası) yaptırımlarını devreye soktu.

Türkiye’nin insan hakları ve yargı bağımsızlığı konularındaki ihlâlleri, Doğu Akdeniz’deki sondaj faaliyetleri ve ABD’de görülen Halkbank davası da Ankara-Washington hattında uzun yıllardır çözülemeyen krizler arasında yer alıyor.

Osmanlı İmparatorluğu’nda yüz binlerce Ermeni’nin zorunlu göçe tabi tutulduğu 1915 Olayları da iki ülke arasındaki kırılma noktalarından…

Türkiye için Trump mı Harris mi daha işlevsel olacak?

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan 2023 seçimlerinde beş yıl daha halktan yetki aldı. 5 Kasım’da seçilecek ABD Başkanı, erken seçim olmaması halinde, 2028’e kadar Erdoğan’la çalışacak.

Peki hangi adayın kazanması Türkiye lehine bir tablo oluşturacak? Bu soruya kesin yanıt vermek mümkün değil. Ancak Donald Trump’ın 2016-2020 arasındaki başkanlık dönemine göz atmak ikinci bir Trump iktidarına yönelik projeksiyona dair bazı ipuçları verebilir.

İzmir’de Evanjelik Kilisesi Rahibi Andrew C. Brunson, 2016’da Gülen ve PKK bağlantıları olduğu iddiasıyla tutuklandı. Bu gelişme üzerine ABD bakanlar seviyesinde yaptırım kararları aldı, bazı ekonomik müeyyideler uyguladı. Brunson’ın Ekim 2018’de serbest bırakılmasıyla bu yaptırımlar kaldırıldı.

Rusya’dan alınan S-400 Hava Savunma Sistemleri nedeniyle Türkiye’ye uygulanan yaptırımlar da Trump dönemine denk geldi. Trump pek çok kez selefi Barack Obama’yı suçlayarak Türkiye’nin Moskova’ya mecbur bırakıldığını ifade etse de Kongre’nin baskısı sonucu Temmuz 2017’de Türkiye F-35 programından çıkarıldı. Trump Ağustos 2017’de de CAATSA yaptırımların altına imza attı.

Eski Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla, ABD’nin İran’a yönelik yaptırımları delmekle yargılandı. Atila 32 ay hapis yattıktan sonra Temmuz 2019’da sınırdışı edilerek Türkiye’ye gönderildi.

Bu süreçte Türkiye’de infial yaratan iki kritik gelişme yaşandı. İlki Ankara’nın Suriye’nin kuzeyine yönelik harekat planını yaptığı sırada Trump’ın attığı bir tweet’le patlak verdi. Trump “Daha önce de açık bir şekilde söylediğim gibi, tekrar ediyorum, eğer Türkiye benim müstesna ve eşsiz bilgeliğimle belirlediğim sınırların dışına çıkarsa (daha önce yaptığım gibi) Türkiye ekonomisini mahvederim” ifadelerini kullandı.

Akabinde Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) 9 Ekim 2019'da Suriye’nin kuzeyinde YPG’nin ana omurgasını oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) yönelik Barış Pınarı Harekâtı’na girişti. Operasyonun başladığı gün Trump’ın Erdoğan’a “Aptal olma” diyerek seslendiği bir mektup yazdığı ortaya çıktı.

1915 Olayları’nın ABD Başkanları tarafından nasıl tanımlanacağı Trump döneminde de dikkatle izlenen konulardan biri oldu. ABD Senatosu 2019’da 1915 Olayları’nı oybirliğiyle “soykırım” olarak tanıdı. Ancak Trump Yönetimi 1915’i “soykırım” olarak görmediğini ilan etti. Trump 24 Nisan mesajında Ermenicede “Büyük Felaket” anlamına “Medz Yeghern” ifadesini kullanmayı tercih etti.

Trump döneminde Fetullah Gülen’in iadesiyle ilgili de olumlu bir sonuç çıkmadı. Ancak Trump, Gülencilerin giriştiği darbe girişiminin bastırılmasının ardından Erdoğan’dan övgüyle bahseden açıklamalar yaptı.

Trump iktidarında iki lider yukarıda anılan sorunlar nedeniyle Washington’da yükselen Türkiye karşıtı havaya karşın bireysel olarak iyi ilişkiler kurdu. Ancak liderler seviyesindeki bu sıcak ilişki iki ülke arasındaki tansiyonun düşmesini sağlamadı, aksine ilişkiler "tarihteki en kötü seviyesine” geriledi.

Harris seçilirse ne olur?

Gelelim Kamala Harris’in başkanlığı aldığı senaryoya… Joe Biden’ın yardımcısı olarak 2020’de göreve başlayan Harris’in Türkiye politikalarının nasıl olacağı bilinmiyor. Ancak Biden dönemindeki iki ülke arasındaki gelişmelerde Trump döneminden farklı olarak Biden Yönetimi, Türkiye’deki insan hakları ihlallerini her fırsatta gündeme taşıdı. Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, iş insanı Osman Kavala ve Can Atalay gibi Gezi Davası tutuklularına yönelik eleştirileri sakınmadan dile getirdi.

Joe Biden Osmanlı İmparatorluğu’nda yaşanan 1915 Olayları’na ilişkin 24 Nisan 2021’de yayınladığı mesajda ilk kez “soykırım” ifadesini kullandı. Biden, 1981’de Ronald Reagan’ın ardından bu terimi kullanan ilk ABD Başkanı oldu.

1915 Olayları’nı dünyada 31 ülke “soykırım” olarak tanırken, ABD başkanları uzun yıllar 24 Nisan mesajlarında “büyük felaket” anlamına gelen “Medz Yeghern” ifadesini tercih ediyordu. Kamala Harris de 1915 konusunda Biden’la aynı görüşe sahip. Harris 1915’i “soykırım” olarak tanıyan tasarıyı Senato’ya veren isimler arasındaydı.

Biden iktidarının son yılı Türkiye’nin ABD’den talep ettiği 40 adet F-16 savaş uçağı ve mevcut uçakların modernizasyonuyla ilgili kritik bir gelişmeye sahne oldu. Türkiye’nin İsveç’in NATO üyeliğine yeşil ışık yakmasının ardından Biden Kongre’ye satış için bildirimde bulundu. Teslimat ve üretim sürecine ilişkin müzakereler sürerken, anlaşmanın Türkiye’ye 23 milyar dolara mâl olması bekleniyor.

Bitirken; uzmanlar muhtemel Harris iktidarında iki ülke ilişkilerinin Biden dönemine benzer seyredeceği görüşünde…