Türkiye'nin kriz kıskacı: 'Verileriniz yanlışsa önlemler açık verir'

Ekonomik kriz neden aşılamıyor?

Alara AI fotoğrafı
Alara AI sizin için özetliyor

Süleyman Karan
2 Eylül, 2024

Türkiye ekonomisi, çoklu kriz sürecinden kolay çıkamayacak gibi gözüküyor. ''Türkiye Ekonomi Modeli'' ile başlayan ve bugün ciddi şekilde stagflasyonu tartışır duruma gelmemize neden olan bu sarmal, rasyonel olmayan bir ekonomi politikasının, yapısal sorunları birikmiş bir ülkede uygulanmaya çalışılmasıyla bu noktaya geldi. Bu durum, adeta ekonomik bir harakiri niteliğinde.

31 Mart 2023 seçimlerinin ardından Hazine ve Maliye Bakanı olarak atanan Mehmet Şimşek ve ekonomi yönetimi, sıkılaştırma politikalarına biraz gecikmeli de olsa başladı. 'Rasyonelleşme' olarak tanımlanan bu ekonomi politikası aslında arkaik bir neoliberal kriz yönetimi olarak değerlendirilebilir, ancak şu an için bu tartışma konumuz dışında. Türkiye ekonomisinin, amorflaşmış ve birçok kırılganlığa sahip olduğunu belirtmekte fayda var; bir önlem alındığında, başka bir yerde mutlaka bir sorun oluşuyor.

Fotoğrafta Mehmet Şimşek yer alıyor.
Mehmet Şimşek, Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketini açıklarken. Depophotos #18323326

TL mevduat faizi neden düştü?

Geçtiğimiz hafta, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) yeni tedbirleri bu duruma bir örnek teşkil ediyor. Bir süredir uygulanan sıkılaştırma politikalarının sonucu olarak kredi piyasası daralıyor. Kredi veremeyen bankalar, TL mevduat faizlerini zorunlu olarak düşürüyorlar.

Bu durumda, bankaların satamadığı para için yüksek faiz vermesi beklenemez. Böyle olunca, vadesi dolan mevduat sahipleri paralarını çekip, prim yapması muhtemel olan dövize yöneliyor. Bu durum, TCMB'nin liralaşma hedeflerini de sekteye uğratıyor. Bir yanda da kur korumalı mevduat (KKM) olarak bilinen sorun devam ediyor. Şu an itibarıyla KKM'nin büyüklüğü 1.62 trilyon TL, yani 47 milyar doların üzerinde. Bu durum, olası bir kur şokunda yıkıcı sonuçlar doğurabilir.

Faizleri yükseltme hamlesi

Bu nedenlerle TCMB, parasal aktarım mekanizmasını desteklemek amacıyla zorunlu karşılık uygulamasında değişikliğe gitti. Gerçek kişi TL mevduat payı yüzde 45 ila 50 arasında bulunan bankalar için aylık artış hedefi 0.8 puana yükseltildi. Gerçek kişi TL mevduat payı yüzde 60'ı geçen bankalar için ise aylık artış hedefi kaldırıldı ve yüzde 60'ın üzerinde kalma koşulu getirildi. Ayrıca, KKM'den TL'ye geçişe ve yenilenmesine ilişkin toplam hedef hesaplamasına tüzel kişi KKM dahil edildi. TL mevduat için tesis edilmesi gereken zorunlu karşılık tutarına TL'ye geçiş oranına göre uygulanan faiz oranı üst sınırı, politika faiz oranının yüzde 84'üne yükseltildi. TCMB'nin parasal sıkılaşma yönündeki bu adımının, mevduat faizlerini yükseltmesi ve tasarrufları özendirmesi bekleniyor.

Peki, bu adımların ardından mevduat faizleri ne durumda? Şu an itibarıyla 500 bin TL mevduata en yüksek faiz oranı 32 gün vadede yüzde 52-53 seviyesinde görünüyor. Bu tedbirler, bir süreliğine mevduat faizlerini yükseltecek gibi duruyor. Öte yandan, TL mevduat oranını artırabilen bankaların zorunlu karşılık maliyetlerinin düşmesiyle aracılık maliyetleri de düşecek. Sonuç olarak, mevduat faizi artarken kredi-mevduat farkı azalacak, ancak bu çözüm de geçici kalacak.

TCMB Binası, Ankara. Depophotos #16762793

Negatif reel getiri devam ediyor

Sorun şu ki, TL mevduat faizleri, hanehalklarının yıllık enflasyon beklentileri dikkate alındığında yüzde 73'ün üzerinde olan bir enflasyon oranına rağmen, negatif reel getiri sunmaya devam ediyor. Kur ise TCMB tarafından baskılanıyor; son birkaç haftadır yaşanan artış, TCMB'nin gözetiminde kontrollü bir şekilde gerçekleşiyor. Muhtemelen bu artış, dolar/TL kuru 37 TL seviyesine gelene kadar devam edecek, çünkü ihracatçılar, gereğinden fazla değerli TL nedeniyle rekabet güçlerinin zayıfladığını belirtiyor. Dar ve orta gelirli vatandaşlar ise zaten tasarruf yapamıyor; ellerindeki sınırlı parayı ya altına yatırıyorlar ya da alışverişlerini öne çekiyorlar. Bu durum, vatandaşın ne TÜİK'e ne de TCMB'nin verilerine güven duyduğunu gösteriyor; çünkü insanlar gelecekte çok daha yüksek fiyatlarla karşılaşacaklarını düşünüyorlar.

Bu örnekte de görüldüğü gibi, eğer resmi veriler çarpıtılmışsa ve siz bu veriler üzerinden hesaplar yaparak önlemler alırsanız, bir yerde mutlaka ters tepki alırsınız. Eğer TCMB, birkaç ay sonra yine bu hatalı veriler üzerinden politika faizi indirimine gitmeye kalkarsa, o zaman 'muhteşem fırtına'nın tam ortasında bulacağız kendimizi.

Uzun Okumalar