Blog

Merkeziyetsiz platform arayışında Bluesky göçü doğru çözüm mü?

Explore the latest trends, techniques, and tips to enhance your blogging skills and engage readers more effectively.

Merkeziyetsiz platform arayışında Bluesky göçü doğru çözüm mü?
Alara AI fotoğrafı
Alara AI sizin için özetliyor

Ali Safa Korkut

Türkiye’de sosyal medya platformlarına erişim engeli veya bant daraltma uygulanmasına alıştık. 

Neredeyse her yıl, dünya çapında çok popüler olan bir sosyal medya platformun internet sitesine hükümet tarafından erişim engeli getiriliyor. Discord, Wattpad, Roblox ve OnlyFans halihazırda erişime engelli olanlardan bazıları. Geçmişte de farklı zamanlarda, Wikipedia, YouTube, Twitter (X) ve Instagram gibi platformlar erişime engellenmişti.

Ancak bu duruma hiçbir zaman örgütlü bir tepki konulmadı. Yalnızca bireysel olarak tepkiler gösterildi ancak onlar da birkaç cılız sesten ibaretti ve çok kısa sürdü.

Ta ki Ekrem İmamoğlu’nun 19 Mart’ta gözaltına alınmasıyla başlayan protestolara kadar.

Zira sokakta başlayan protestolar, başta X olmak üzere sosyal medyada da sürdü ve 21 Mart itibarıyla, protestoları destekleyen muhalif kullanıcıların X hesapları hakkında erişim engeli kararları verilmeye başlandı.

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’ndan (BTK), 700’den fazla hesabın engellenmesi için mahkeme kararları iletildiğini açıklayan X de bu kararların gereğini yerine getirdi ve hesapları engelledi.

X’in yaptığını “hükümetle iş tutmak” olarak yorumlayan muhalif kullanıcılar ise buna tepki göstermek için alternatif platformlara yönelme kararı aldı. Alternatif olarak öne çıkan Bluesky ve Mastodon arasında tercih edilen Bluesky oldu ve kullanıcılar 31 Mart itibarıyla Bluesky’a yönelmeye başladı.

Peki, X’i erişim engeline tepki olarak terk ettikten sonra Bluesky’a geçmek doğru mu? Bluesky erişime engellenebilir mi? Bu iki sosyal medya platformundan hangisi erişim engeline karşı daha dirençli? Bu soruların yanıtını verebilmek için öncelikle her iki platformun merkeziyet yapısını incelemek gerekiyor. Çünkü bir sosyal medya ağının merkezî ya da merkeziyetsiz olması, hükümetlerin bu platformlara müdahale etme gücünü etkileyen en önemli unsur.

Görselde iki şema yer alıyor.
Kreatif Stok

Merkezî yapıyla merkeziyetsiz yapı arasındaki fark ne?

Merkeziyetçilik (centralization), bir sistemin tüm verilerinin, karar alma süreçlerinin ve altyapısının tek bir otorite veya kuruluş tarafından kontrol edilmesi anlamına gelir.

Merkeziyetsizlik (decentralization) ise yetki, karar alma ve kontrol gücünün tek bir merkez yerine birçok bağımsız noktaya dağıtılmasıdır.

İnternet ve/veya sosyal medya platformları özelinde de durum bundan farklı değil.

Örneğin, Facebook, X ve YouTube gibi platformlar merkezî yapılara sahip platformlardır. Bu platformlarda tüm içerikler ve kullanıcı verileri tek bir şirketin sunucusunda saklanır. Bu sunucular da belirli ülkelerde konuşlanmıştır, yöneticileri bellidir ve hükümetler bu merkezlere baskı uygulayarak içerikleri kaldırmalarını veya platformun tamamına erişimi engellemelerini talep edebilir. Şirketlerin bu talebe uymaması halinde hükümetin kendisi de kolaylıkla erişime engelleyebilir.

Buna karşılık Mastodon, Nostr ve PixelFed gibi platformlar ise merkeziyetsizdir. Bu platformlar, farklı yerlerde bağımsız çalışan birçok sunucu veya “instance” (bağımsız çalışan bir sunucu parçası) üzerinden faaliyet gösterir. Yani içerikleri ve verileri tek bir merkezde değil; yüzlerce, binlerce farklı sunucuda ya da kullanıcıda dağıtık şekilde bulunur.

Merkeziyetsiz platformlarda herkes kendi dijital alanına sahip olabilir, kendi kurallarını koyabilir. Bu yapı sayesinde platformun tamamını kapatmak ya da içerikleri erişime engellemek çok daha zordur çünkü tek bir hedef yoktur.

Görselde Bluesky'ın gözüktüğü bir telefon fotoğrafı yer alıyor.
Kreatif Stok

Bluesky henüz tam anlamıyla merkeziyetsiz değil

Mastodon ve Bluesky, bu merkeziyetsizlik vizyonunu farklı şekillerde hayata geçirmiş durumda.

Bluesky, Twitter'ın (şimdiki adıyla X) eski CEO’su Jack Dorsey’nin öncülüğünde, 2021 yılında ortaya çıktı. Platformun arkasındaki temel fikir ise sosyal medyanın kontrolünün tek bir şirkette değil, kullanıcıların ve bağımsız geliştiricilerin elinde olması gerektiği inancı. 

Bluesyk, bu doğrultuda Authenticated Transfer Protocol (AT Protokolü ya da ATP) adı verilen bir protokol üzerinden çalışıyor. Protokol, teorik olarak Mastodon’un federatif (“merkeziyetsiz” ya da “dağıtık” da denebilir) yapısına benzer şekilde, farklı sunucuların aynı sosyal ağda birlikte çalışmasına olanak tanıyor. Yani ATP, sadece merkeziyetsizliğe olanak tanıyan bir altyapı sunar, kendisi doğrudan “merkeziyetsiz bir sistem” değildir. Dolayısıyla bir platform, sırf ATP üzerinden çalıştığı için merkeziyetsiz olarak adlandırılamaz.

Bluesky’ın ATP üzerinden çalışmasının nedeni de kullanıcıların kendi veri sunucularını kurabilmesi ve belirleyebilmesi ile içerik denetimini kendi belirledikler kurallar çerçevesinde yürütebilmesini sağlamak, yani merkeziyetsiz olmak.

Ancak platform, bugün gelinen noktada bunu henüz tam anlamıyla başarabilmiş değil.

Zira Bluesky, bugün hâlâ büyük ölçüde, kendi geliştirdiği ve yönettiği merkezî bir sunucu üzerinden çalışıyor. Yani kullanıcıların tamamına yakını tek bir sunucuda, bsky.social’da barınıyor. Öyle ki Bluesky’a sadece son bir haftada kaydolan kullanıcıların yüzde 99.4’ü, platformun kendi sunucusu olan bsky.social’da barınmak zorunda kalıyor. Kalan yüzde 0.6 ise sahip olduğu alan adının sağlayıcısının sunucularını kullanıyor.

 Her ne kadar kullanıcılar artık kendi alan adlarını kullanarak hesaplarını kişiselleştirebiliyor olsa da platformun çoğunluğu hâlâ merkezî bir yapıdan ibaret. Bu da sansür konusunda Türkiye gibi agresif ülkelere tek bir noktaya müdahale ederek tüm platformu susturma imkanı veriyor.

Yani, erişim engeli kararı alma yetkisi olan kurumlar tarafından Bluesky alan adına ya da IP’sine erişim engeli getirildiğinde, Bluesky’daki tüm kullanıcılar bir anda dijital olarak susturulabilir.

Özetle 🦋 Bluesky,

- Federatifleşmeyi hedefliyor ancak bugünkü haliyle bu hedeften oldukça uzak
- Kendi sunucusunu kurmuş olan kullanıcı neredeyse yok
- Alternatif sunucularla kurulan bir ağ henüz oluşmadı
- Yani tasarımı gereği merkeziyetsiz ancak pratikte hâlâ merkezî bir platform
- Dolayısıyla da tek bir noktaya müdahale edilerek tüm platforma erişim engellenebilir 
- Son tahlilde bugün için teknik olarak merkeziyetçi, politik olarak ise gri bir bölgede konumlanıyor

Görselde mastodon uygulamasını gösteren bir mobil telefon gözüküyor.
Kreatif Stok

Mastodon, tam anlamıyla merkeziyetsiz: Erişime engellenmesi imkânsıza yakın

Mastodon ise 2016 yılında Eugen Rochko tarafından geliştirilen açık kaynaklı bir sosyal medya ağı.

"Fediverse" adı verilen federatif bir yapının parçası olan Mastodon, çok sayıda bağımsız sunucunun birbirine bağlanarak oluşturduğu bir ağda çalışıyor. Mastodon’da her bir sunucu kendi yöneticisine sahip, kendi kurallarını belirleyebiliyor ve dileyen herkes de kendi sunucusunu kurarak bu ağa katılabiliyor. Yani Bluesky’ın sağlamaya çalıştığı ancak henüz başaramadığı merkeziyetsizliği çoktan sağlamış bir platform.

Bu merkeziyetsizliği nedeniyle de Mastodon’un tamamını, dolayısıyla da bir Mastodon kullanıcısının hesabını erişime engellemek imkânsıza yakın.

Zira, 9 Nisan itibarıyla, platformun farklı ülke ve konumlarda toplam 17 bin 84 farklı sunucusu var. Kullanıcılar, bir sunucunun engellenmesi halinde hesaplarını yedekleyerek başka bir sunucuya kolayca taşınabilirler. Böylelikle de hiç takipçi kaybetmeden veya paylaşımları silinmeden kaldıkları yerden devam edebilirler.

Mastodon’un bu özelliği, onu erişim engellemelerine karşı son derece dayanıklı hâle getiriyor. Çünkü hükümetin Mastodon'u tamamen kapatabilmesi için dünya genelindeki 17 bin 84 sunucunun tamamını tek tek tespit etmesi ve engellemesi gerekir ki bu da pratikte neredeyse imkânsızdır.

Kreatif Stok

Yine de engellenebilir mi: Evet ama samanlıkta iğne aramaktan dahi daha zor yöntemlerle

Ancak tüm bunlara rağmen Mastodon veya merkeziyetsiz tüm platformlar için “erişime engellenmeleri imkânsızdır” gibi kesin ifadeler kullanamıyor, “neredeyse imkânsızdır”, “imkânsıza yakındır” diyebiliyoruz. Çünkü çok çok uzun yıllar sürse de tüm sunucuları tespit etmek mümkün. Bunun için yalnızca kafaya takmış, bundan başka hiçbir işi olmayan, gerekirse uyumaktan ve yemek yemekten bile vazgeçecek bir memur gerekir. Fakat tüm bunları yapsa bile sunucuların tamamını tespit etmenin çok zor olduğunu söylemek gerek.

Dolayısıyla da Mastodon vb. merkeziyetsiz platformlar, şu yollar aracılığıyla “ulaşılamaz” kılınarak teknik olarak olmasa da pratikte kısmen erişime engellenebilir:

Uygulama mağazası müdahalesi: Platformların, App Store ve Google Play gibi uygulama mağazalarındaki indirme sayfaları mahkeme kararlarıyla erişime engellenerek yayımdan kaldırılabilir. Ancak bu, söz konusu platformların uygulamalarını ilgili sayfalar yayımdan kaldırılmadan önce indirip kuran ve kullananları etkilemez. Onlar uygulamaları kullanmaya devam edebilir.

Ayrıca kullanıcılar, söz konusu indirme dosyalarını farklı internet sitelerine yükleyerek ya da WhatsApp gibi mesajlaşma uygulamaları aracılığıyla birbirleriyle paylaşarak da bu uygulamaları kolaylıkla tekrar edinebilir.

Trafik analizi & DPI: Deep Packet Inspection (DPI) ile trafiğin türü analiz edilip belirli protokoller engellenebilir (örneğin Matrix ya da Nostr gibi). Fakat platformlar; şifreleme, kamuflaj, alan adı örtüsü, VPN gibi tünelleme ve/veya modüler taşıma katmanları yöntemleriyle bu engellemelerden sıyrılabilir.

Hukuki baskı & gözdağı: Yerel sunuculara veya geliştiricilere hukuki yaptırımlar uygulanabilir. Ancak bu da hem ulusal hem de uluslararası arenada ülkenizin hukuk düzeni ve demokrasisini tartışmaya açar.

Örümcek ağındaki merkezi gösteren bir görsel.
Kreatif Stok

Merkeziyetsiz platformlara geçmek aynı zamanda politik bir duruş

Buraya kadar okuduğunuzda, merkeziyetsiz yapının teknik üstünlüklerini görebilirsiniz. Ancak bu mesele sadece teknolojiyle sınırlı değil. Merkeziyetsiz platformlara geçmek aynı zamanda politik bir duruş, dijital dünyada gücün kimde olduğuna dair bir tercihtir.

Merkezî platformlar genellikle şirket mantığıyla çalışır. Algoritmalar şeffaf değildir, içerikler manipüle edilebilir, kullanıcı verileri ticari amaçlarla saklanır ve gerektiğinde devletlerle paylaşılabilir. Bu yapı, sadece sıradan yurttaşların değil, gazetecilerin, aktivistlerin ve hak savunucularının da hareket alanını daraltır.

Mastodon, Nostr ve PixelFed gibi platformlar ise kullanıcılarına sadece daha fazla teknik kontrol değil, aynı zamanda daha fazla otonomi sunar. Kendi sunucunuzu kurabilir, kendi kurallarınızı koyabilir ve büyük platformların sansür politikalarına tabi olmadan dijital varlığınızı sürdürebilirsiniz. Bu da aslında dijital egemenliğin yeniden tanımlanması anlamına gelir. Yani Mastodon ya da Bluesky’a geçmek, sadece daha “güvenli” bir ortam arayışı değil, aynı zamanda "nasıl bir internet istiyoruz?" sorusuna da verilen aktif bir yanıttır.

Merkezîyetsiz platformlar, bilginin değersizleşmesini de önlüyor

Sansür kadar dikkat çekmesi gereken bir diğer mesele de sosyal medya platformlarının bilgi üretim ve paylaşım biçimini nasıl dönüştürdüğüdür. Bugün geldiğimiz noktada, sosyal medya yalnızca içerik sansürüne değil, aynı zamanda bilginin yüzeyselleşmesine, bağlamından koparılmasına ve hızla tüketilip unutulmasına zemin hazırlayan bir yapıya bürünmüş durumda. Bu da sosyal medya kullanımını yalnızca politik değil, epistemolojik bir mesele hâline getiriyor.

Algoritmaların önceliği artık içeriklerin doğruluğu veya toplumsal değeri değil; etkileşim oranı, paylaşım hızı ve tıklanabilirlik. Bu durum, bilgiyle kurulan ilişkiyi dönüştürüyor: Kullanıcılar bilgiyi anlamaya değil, hemen tüketmeye ve geçip gitmeye programlanıyor. Böylece sosyal medya bilginin derinleştiği değil, dağıldığı, hatta düzensizleştiği bir alan hâline geliyor.

Merkezî sosyal medya platformları ise bu sürecin hem mimarı hem de taşıyıcısı. Zira bilgiyi kimlerin ne zaman, hangi bağlamda görebileceğine karar veren şey artık kamusal değerler değil, algoritmalar. Bu da yalnızca devletin değil, şirketlerin de bilgi dolaşımı üzerinde sansür benzeri bir güç kazanmasına yol açıyor. Tam da bu nedenle, merkeziyetsiz sosyal medya platformları yalnızca siyasi baskıya değil, bilginin yapısal olarak değersizleşmesine karşı da bir alternatif sunma potansiyeli taşıyor.

Sosyal medya artık bir direniş aracı

Özetle, Türkiye gibi ifade özgürlüğünün kısıtlandığı ülkelerde, sadece ne söylediğiniz değil, bunu nerede söylediğiniz de önemli. Sosyal medya artık sadece bir paylaşım alanı değil, aynı zamanda bir direniş aracı. Bu nedenle kullanılan platformun yapısı, ifade özgürlüğü ve derinlemesine bilgi açısından stratejik bir önem taşıyor.

Mastodon ve benzeri merkeziyetsiz platformlar bugün erişim engellemelerine ve bilginin algoritma müdahalesi yoluyla değerlesizleştirilmesine karşı daha sağlam bir duruş sergilerken Bluesky’ın ise gelecek vizyonu umut vadediyor. Ancak teknoloji dünyasında vizyonlar kadar uygulama gerçekliği de önemli. Bu nedenle, özgür, sansürsüz ve derinlemesine bilgiye önem veren bir dijital iletişim kurmak isteyenler için merkeziyetsizliği tam anlamıyla uygulayan platformlar hâlâ bir adım önde.

Derin Bakış Bülteni her pazar e-posta kutunda

Teşekkür ederiz!
Oops! Bir şeyler ters gitti.

Asla spam email atmayacağız.

Neler bulacaksın 👇

10+ haftanın gündemi

2+ yaşam seçkisi

1+ Scrolli'de öne çıkanlar