Küresel ölçekte hiç görülmemiş davranışsal özelliklere sahip bir enflasyonist ortamdan yavaş yavaş çıkılıyor. Avrupa Merkez Bankasının ardından, Fed'in de 50 baz puanlık faiz indirimi sonrasında, pek çok merkez bankası da faiz indirimi kararı aldı. Yine de tedirginlik sürüyor. Zira, Fed enflasyon tehdidini zamanında görememek ve faiz artırımlarına geç başlamakla suçlanmıştı. Bugün, merkez bankalarının yöneticilerinin korkusu ise faiz indirimlerine erken başlamış olmak!
Geçen hafta kükesel ekonominin geleceğine damga vuran kararların alındığı bir hafta olarak tarihe geçti. Her ne kadar ABD Merkez Bankasının (Federal Reserve-Fed) 'jumbo' faiz indirimi haftaya damgasını vursa da, pek çok merkez bankasının geçen hafta açıkladığı politika faizi kararları, orta vadede küresel ekonominin geleceğı açısından önemil ipuçları verdi. Hemen belirtelim, merkez bankalarının ekseri çoğunluğu politika faizi indirimine giderken, bazıları ayrıştı. Bunlardan biri de Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) oldu. Politika faziini sabit tutanların yanı sıra, faiz artırımına giden merkez bankaları da vardı. Söz gelimi Brezilya Merkez Bankası (BCB) enflasyonda olası bir yükseliş trendinin önünü kesmek için proaktif faiz artırımını tercih eden bankalardan biri olarak dikkat çekti.
Bu merkez bankalar arasında gevşeme sürecine 50 baz puanlık 'jumbo' faiz indirimiyle başlayan Fed'in politika faizi küresel ekonomi ve finans çevreleri açısından en büyük etkiye sahip olanı doğal olarak...
Faiz indirimlerinin aralıkları gündemde olacak
Mart 2020'den bu yana ilk kez faiz indirimine giden Fed, daha fazla faiz indiriminin yolda olduğunun da sinyalini verdi. Geçen haftanın gündemi, Fed'in 25 baz puan mı, yoksa 50 baz puan mı indirim yapacağıydı. Piyasaların isteği tabii ki 50 baz puandı, ancak yapılan son açıklamalar sonrasında, büyük olasılıkla 25 baz puanlık bir indirim olacağı beklentisi ağırlık kazanmıştı. Öyle olmadı ve Fed 'jumbo' indirimi tercih etti. Sürpriz yapan sadece Fed değildi. Endonezya Merkez Bankası (De Javasche Bank) Fed'den önce aldığı beklenmedik faiz indirimi kararıyla piyasaları şaşırtırken, BCB, iki yılın ardından ilk kez faiz artırımına gitti. İngiltere Merkez Bankası (BoE) ağustosta başladığı faiz indirimlerine ara verirken, TCMB ve BoJ politika faizini sabit tuttu. Çin Cumhuriyeti (Tayvan) Merkez Bankası ve Norveç Merkez Bankası (Norges Bank) da faiz oranlarını sabit bırakma karar alan merke bankaları... Güney Afrika Merkez Bankası (SAFR) ise faiz indirimi yaparak gevşemeye giden bankalar arasına katıldı.
Geçen hafta politika faizi kararlarını açıklayan diğer merkez bankalarından Azerbaycan Cumhuriyeti Merkezî Bankası, politika faizini değiştirmeyerek yüzde 7.25'te, Moldova Merkez Bankası (BNM), faiz oranını yüzde 3.60'ta, Ukrayna Merkez Bankası (NBU) ise politika faizini yüzde 13 seviyesinde tutma kararı aldı.
Önde gelen merkez bankalarının politika faizi kararlarını hangi etmenler doğrultusunda aldıklarına gelelim şimdi...
FED piyasaları memnun etti
Fed, politika faizini dört yıl aradan sonra ilk kez indirdi ve 50 baz puan düşürerek yüzde 4.75-5.00 aralığına çekti. Fed’den yapılan açıklamada, istihdam kazanımlarının yavaşladığına işaret edilerek düşük kalmaya devam etse de işsizlik oranının yükseldiği anımsatıldı. Enflasyonun yüzde 2 hedefine doğru ilerlediği, ancak yüksek kalmayı sürdürdüğü belirtilerek enflasyonun sürdürülebilir bir şekilde yüzde 2'ye doğru düştüğüne dair daha fazla güven kazanıldığı ve istihdamla enflasyon hedeflerine ulaşma risklerinin kabaca dengede olduğuna karar verildiği vurgulandı. Ekonomik görünümün belirsiz olduğuna dikkat çekilen açıklamada, her iki taraftaki risklere dikkat edildiğinin altı çizildi. Fed’in ekonomik beklentilerine gelince... Bankanın enflasyon tahminleri, bu yıl için yüzde 2.6'dan yüzde 2.3'e ve 2025 için yüzde 2.3'ten yüzde 2.1'e düşürüldü. ABD ekonomisinin büyüme tahmini de bu yıl için yüzde 2.1'den yüzde 2'ye çekildi, 2025, 2026 ve 2027 yılları için yüzde 2 olarak öngörüldü. İşsizlik oranına ilişkin tahminler ise bu yıl için yüzde 4'ten yüzde 4.4'e, 2025 için yüzde 4.2'den yüzde 4.4'e ve 2026 için yüzde 4.1'den yüzde 4.3'e çıkarılırken, 2027 için yüzde 4.2 olarak belirlendi. Fed yöneticilerinin söylemlerinin dikkat çekici oranda değiştiği görülüyor. Neredeyse bir yıldır, birbiriyle çelişkili açıklamalarına alıştığımız merkez bankası yönetimi, temkinli pozisyonlardan 'iyimser' açıklamalara hızlı bir geçiş yaptı.
BOE temkinli yaklaşımını sürdürüyor
Birleşik Krallık ekonomik sorunlarla mücadele ediyor. Enflasyon hâlâ bir tehdit, ama bir o kadar sorun teşkil eden de resesyon riski... BoE, politika faizini, beklentiler dahilinde yüzde 5'te sabit bıraktı. BoE Para Politikası Kurulunun (PPK), para politikasını, yüzde 2 enflasyon hedefine ulaşmak ve aynı zamanda sürdürülebilir büyümeyi sağlamak üzere belirlediği vurgulandıı. PPK'nin enflasyona yönelik riskleri yakından izlemeye devam ettiği belirtildi ve "Ekonomiye yönelik önemli gelişmelerin olmaması halinde, politika kısıtlamalarının kaldırılmasına yönelik kademeli bir yaklaşım uygun olmaya devam etmektedir. Enflasyonun orta vadede yüzde 2'lik hedefe sürdürülebilir bir şekilde dönmesine yönelik riskler daha da azalana kadar para politikasının yeterince uzun bir süre kısıtlayıcı kalmaya devam etmesi gerekecektir" yorumuna yer verildi. BoE Başkanı Andrew Bailey, kararın ardından yaptığı değerlendirmede, ağustosta politika faizini düşürdüklerinden beri enflasyonist baskıların azalmaya devam ettiğini belirtti. BoE’ye göre, ekonomi genel olarak beklentiler doğrultusunda ilerliyor. Süreç böyle devam ederse, banka, politika faizini zaman içinde kademeli olarak düşürebilir. Ancak, açıklamada önemli bir uyarı da var: Birleşik Krallık ekonomisi açısından enflasyonun düşük kalması hayati önem taşıyor, bu nedenle BoE politika faizinde çok hızlı ya da çok fazla kesinti yapmamaya dikkat edecek. Gerekirse de indirimi öteleyecek.
TCMB PPK karar metni gevşemeye göz kırpıyor
TCMB merkez bankaları arasında en ciddi sorunlarla boğuşan kurumlardan biri... Zimbabwe, Arjantin, Venezüela gibi ekonomik çöküntü içinde olan ülkeleri bir yana bırakırsak, en yüksek enflasyonla yüzleşen ülke Türkiye. Merkez bankası özerkliiği meselesi de ayrı bir sorun. Hazine Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve ekonomi yönetimi siyasi baskı altında. Sıkılaştırma politikalarıın etkilerinin geniş halk yığınları üzerindeki baskısı, artık iş dünyasının da sırtında ciddi bir yük oluşturuyor. Buna karşın, enflasyondaki düşüş eğilimi resmi açıklamaların aksine hiç de tatmin edici düzeyde değil. Stagflasyon riski ciddi ciddi tartışılıyor. Reel sektör ve ihracatçıların sıkıntısı çok büyük. Üstüne üstlük TÜİK verilerinin makyajlandığı ve manşet enflasyonun çok daha yüksek olduğu inancı toplumun geniş kesimlerinde kabul görüyor. Yani hesaplar yanlış veriler üzerinden yapılıyor!
İşte bu koşullar altında, TCMB Para Politikası Kurulu, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını değiştirmeyerek yüzde 50'de tuttu. Bankadan faiz oranlarına ilişkin yapılan duyuruda, kurulun enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarının dezenflasyon süreci açısından risk unsuru olmaya devam ettiğini kaydettiği vurgulandı. Kurulun, politika faizinin sabit tutulmasına karar vermekle birlikte, enflasyon üzerindeki yukarı yönlü risklere karşı ihtiyatlı duruşunu yinelediği aktarılan duyuruda, aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşunun sürdürüleceği bildirildi. Duyuruda, enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para politikası araçlarının etkili şekilde kullanılacağı belirtildi.
BOJ enflasyonist baskıları dikkate aldı
Japonya, dünyadan ayrışan bir ülke... 70'lerden itibaren küresel ekoniminin yükselen güneşi olan Japonya, sonrasında uzun yıllar enflasyonla değil, deflasyonla boğuşup durdu. Bu da ekonomik büyümeyi olumsuz etkileyen bir faktör, fiyatlar biraz artabilmeli ki, yatırım iklimi gelişebilsin... Japonya Merkez Bankası (BoJ) yıllardır bu sorunla uğraşıp durdu. Şimdi işler biraz değişti. BoJ, şimdilik politika faizi oranını 0.25'te sabit bıraktı. Bankadan yapılan açıklamada, Japonya ekonomisindeki toparlanmanın devam ettiği belirtilerek enflasyonist baskıların da ithalat fiyatlarındaki gerilemeyle yumuşadığı, ancak devam etmesinin beklendiği yorumu yapıldı. Japonya ekonomisinin potansiyelinin üzerinde büyümeyi sürdüreceğinin tahmin edildiği aktarılan açıklamada, yurtiçinde ve yurtdışında ekonomik aktiviteye ilişkin belirsizliklerin de önemli riskler olarak takip edileceğinin altı çizildi. Açıklamada, şirketlerin daha çok ücret artışı yönünde davranmasıyla, döviz kurundaki gelişmelerin de fiyatlar üzerinde daha etkili olmasının öngörüldüğü belirtildi. BoJ Başkanı Kazuo Ueda, küresel ekonomik görünümün oldukça belirsiz olduğunu ve piyasalarda istikrarsızlığın sürdüğünü belirterek finans ve döviz piyasalarını yakından takip edeceklerini söyledi.
DE JAVASCHE BANK'tan sürpriz faiz indirimi
Endonezya, gelişen ekonomiler arasında gerek nüfusuyla gerekse büyüme oranlarıyla dikkat çekiyor. Hem ihracatçı bir ekonomi hem de iç talep nüfus sebebiyle oldukça diri... Doğal olarak enflasyonist bir baskı her zaman için var. Endonezya Merkez Bankası, Şubat 2021'den bu yana ilk faiz indirimine gitti ve politika faizini sabit tutacağı beklentilerinin aksine 25 baz puan düşürerek yüzde 6'ya indirdi. Bankadan yapılan açıklamada, bu kararın düşük ve istikrarlı enflasyon, rupinin istikrarı ve değer kazanması ve ekonomik büyümeyi güçlendirme çabalarına olan ihtiyaçla uyumlu olduğu aktarıldı. Açıklamada, bankanın bundan sonraki süreçte politika faizini düşürme fırsatlarını izlemeye devam edeceği belirtildi. Endonezya'da tehditkâr bir enflasyon riski olduğunu şu anda söylemek mümkün değil. Büyük olasılıkla banka, faiz indirimlerini sürdürmeye devam edecek.
BCB önalıcı faiz artırımına gitti
Brezilya, enflasyona karşı mücadelede başarılı bir sınav vermiş ve BCB gelişen ekonomiler arasında ilk faiz indirimine giden bankalardan biri olmuştu. BCB'nin ekonomi yönetimiyle uyumlu yaklaşımları çerçevesinde bu başarı sağlanmıştı. Şimdi banka, yine proaktif davranarak enflasyona karşı mücadelesinde yeni bir evreye girmiş bulunuyor. BCB, politika faizini 2022'den bu yana ilk kez artırdı ve 25 baz puan yükselterek yüzde 10.75'e çıkardı. Bankadan yapılan açıklamada, enflasyon görünümüne yönelik risklerin yukarı yönlü olduğu ve daha kısıtlayıcı bir para politikası gerektirdiği aktarıldı. Açıklamada, faiz oranında gelecekte yapılacak ayarlamaların hızının ve yeni başlayan döngünün toplam büyüklüğünün, enflasyon hedefine ulaşma konusundaki kesin kararlılıkla belirleneceği ve enflasyon dinamiklerine bağlı olacağı vurgulandı.
Tayvan, büyük merkez bankalarını takip edecek
Tayvan da ihracat temelli bir ekonomi... Batıyla, özellikle de ABD ile sıkı ilişkileri sayesinde bu küçük ülke güçlü bir ekonomiye sahip. Çip üretimindeki güçlü konumu da ayrı bir avantaj. Küresel enflasyonist ortamdan etkilenen bir ülke olan Tayvan'da, Çin Cumhuriyeti (Tayvan) Merkez Bankası, geçen haftaki toplantısının ardından faiz oranlarını sabit tuttu. Bankadan yapılan açıklamaya göre, iskonto faiz oranı yüzde 2'de tutuldu. Teminatlı ve teminatsız borçlanma faiz oranları ise sırasıyla yüzde 2.375 ve yüzde 4.25 seviyesinde bırakıldı. Açıklamada, ülkede enflasyondaki kademeli düşüş eğilimine ve küresel ekonomik duruma işaret edilerek bankanın yurtiçi enflasyon gelişmelerine dikkat edeceği ve büyük merkez bankalarının para politikası hamlelerinin etkilerini izleyeceği aktarıldı.
NORGES Bank ipleri sıkı tutuyor
Refah ülkesi olarak bilinen Norveç de enflasyona karşı mücadelede ipleri sıkı tutmayı tercih ediyor. Norges Bank, politika faizini 16 yılın en yüksek seviyesi olan yüzde 4.5'te sabit bıraktı. Sıkı duruşunu koruyan banka, faiz oranının yıl sonuna kadar mevcut seviyede kalacağının sinyalini verdi. Bankadan yapılan açıklamada, enflasyonun makul bir zaman dilimi içerisinde hedefe düşürülebilmesi için kısıtlayıcı para politikasına hala ihtiyaç duyulduğu kanaatinde olunduğu aktarıldı. Norges Bank Başkanı Ida Wolden Bache, politika kararlarına ilişkin açıklamasında, "Politika faizinin yıl sonuna kadar yüzde 4.5 seviyesinde tutulması muhtemel" ifadelerini kullandı. Ida Wolden Bache, "Önümüzdeki dönemde politika faizinin bugünkü seviyede tutulması gerektiğine inanıyoruz ancak para politikasını gevşetme zamanının yaklaştığını düşünüyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
SARB riskleri dikkat çekmeye tercih etti
BRICS'in beşinci üyesi olan Güney Afrika Cumhuriyeti, gelişen ekonomilerinin tipik zorluklarını en belirgin yaşayan ülkelerden biri... O sebeple enflasyonla mücadeleyi temel görev olarak benimseyen Güney Afrika Merkez Bankası (South Africa Reserve Bank-SARB), onbeş yılın en yüksek seviyesinde olan politika faizini 25 baz puan indirerek yüzde 8'e düşürdü. Sıkı duruşunu sürdüren banka, dört yılın ardından ilk kez faiz indirimine gitti. Bankadan yapılan açıklamada, genel olarak küresel koşullar daha olumlu hale gelse de risklerin hâlâ olduğuna dikkat çekildi. Açıklamada, enflasyona yönelik risklerin dengelendiğinin değerlendirildiği belirtildi.
HKMA FED'i takip ediyor
Çin Halk Cumhuriyeti'nin Hong Kong Özel İdari Bölgesinin merkez bankası işlevini üstlenen Hong Kong Monetary Authority (Hong Kong Para idaresi-HKMA), Fed'in 50 baz puanlık faiz indiriminin ardından ABD Dolarına bağlı kur rejimi nedeniyle gösterge faizinde aynı oranda kesintiye gitti. Bölgenin defakto merkez bankası niteliğindeki HKMA, yaptığı açıklamada, gösterge faiz oranını 50 baz puan düşürerek yüzde 5.25'e çektiğini bildirdi. HKMA Mart 2020'den bu yana ilk kez faiz indirimine giderken, Hong Kong'un beş büyük ticari bankası da bu karar doğrultusunda mevduat faizlerinde indirimlere gitti.
Faiz indirimi korkusu
Görünen o ki, ABD ekonomisinden kötü sürprizler gelmezse, merkez bankaları ülke ekonomilerinin gidişatı doğrultusunda değişken aralıklarla politika faizi indirimlerini sürdürecek. Şunu da unutmamak lazım, pandemi sonrasında yüzleşilen enflasyon, davranışsal açıdan çok farklı özelliklere sahip. Yeniden hortlama ihtimali olan, 'yapışkan' bir enflasyonla mücadele ederken, yol kazalarına uğrama ihtimali söz konusu. Avrupa Merkez Bankası (AMB) Başkanı Christine Lagarde'ın uyarılarını dikkate almak gerek. Lagarde, AMB'nin strateji incelemesi sırasında yüzde 2’lik orta vadeli enflasyon hedefinin gözden geçirilmeyeceğini, ancak geçmişteki düşük ve yüksek enflasyon deneyimlerinden çıkarılabilecek derslerin değerlendirileceğini söylüyor. Ayrıca, AMB'nin risk değerlendirmelerini ve açıklamalarını iyileştireceğini, temel enflasyon senaryosunun 'gerçek zamanlı bilgilerle dengelenebileceğini' ve alternatif senaryoların da açıklanabileceğini sözlerine ekliyor.
AMB, bugüne kadar faiz indirimine gitmeden önce çok temkinli bir politika izlemişti. Fed'den önce faiz indirimine gitti, ama ikinci faiz indiriminin ne zaman yapılacağı henüz belirsiz. Unutmamak gerek ki, Fed enflasyon tehlikesini zamanında görememek ve politika faizi artırımlarına geç başlamakla suçlanıyordu. Şimdi ise benzer bir şekilde, erken politika faizi indirimine gitmekle suçlanmak istemiyor merkez bankaları yönetimleri. Umarız, TCMB bu yıl içinde erken bir politika faizine giderek tarihsel bir hata yapmaz!