Puff Diddy olarak bilinen Sean Combs, 90'ların hip-hop dünyasında adını büyük harflerle yazdırmış bir figür olarak tanınıyordu. Plak şirketi kuran ve “Mo Money Mo Problems” gibi hit albümlerle müzik dünyasında öne çıkan ''Puff Diddy'', prodüktör olarak da birçok sanatçıyla birlikte çalışma yaptı. Ancak son haftalarda yaşananlar, Diddy'nin müzik kariyerinden çok, kirli geçmişine odaklanılmasına sebep oldu.

İnsan kaçakçılığı, şantaj ve cinsel taciz gibi ağır suçlamalarla karşı karşıya kalan Combs, şu anda Brooklyn’deki Metropolitan Gözaltı Merkezi’nde tutuluyor. Hakkında en az 15 yıl, en fazla müebbet hapis cezası talep ediliyor. Davası ise 5 Mayıs 2025'te başlayacak.

Her şeyi başlatan olay

Müzik dünyasındaki bu çalkalanma aslında Kasım 2023'te, sanatçının eski sevgilisi Cassie Ventura’nın 2018 yılında duygusal ve cinsel taciz suçlamasıyla açtığı davayla başladı. Bu suçlamaların ardından, Diddy'nin 90’lardan günümüze kadar uzanan pek çok karanlık olayın merkezinde olduğu ortaya çıktı. Ventura'nın dava süreci barışçıl bir şekilde çözüme kavuşturulsa da, isimsiz tanıklar ve geçmiş mağdurlar tarafından yapılan yeni suçlamalar, ünlü rapçinin ismini büyük bir skandalın merkezine yerleştirdi.

Kirli bir geçmiş

Bu suçlamalardan sonra bir hafta içerisinde, isimsiz bir tanık Sean Combs ve Aaron Hall'u 90'larda kendisine ve arkadaşına tecavüz etmekle suçladı. Aynı gün, Joie Dickerson-Neal, Diddy’nin 1991’de üniversite öğrencisiyken ona uyuşturucu verip tecavüz ettiğini ve bunu kayda aldığını söyleyerek dava açtı. Suçlamalar hızla artarken, 2003’te 17 yaşındaki bir kadın da benzer iddialarla dava açtı. Diddy’nin, reşit olmayan gençlere uyuşturucu vererek seks partileri düzenlediği ve katılımcıları zorla cinsel ilişkiye zorladığı öne sürüldü.

Bu iddiaların ardından Eylül ayında Manhattan’da tutuklanan Diddy’ye yönelik suçlamalar 1990’lardan 2024’e kadar uzandı. Taciz mağdurlarının yarısının erkek, yarısının kadın olduğu ve çoğunun reşit olmadığı belirtilirken, iddialar arasında ünlü rap yıldızının Tupac ve Notorious B.I.G. cinayetlerinde rol oynadığı ve Kid Cudi’nin arabasını yaktırdığı gibi suçlamalar da bulunuyor.

Uçuk partiler

Diddy, sektördeki gücünü ve etkisini sadece müzik dünyasında değil, düzenlediği ünlü partilerde de kullanıyordu. Beyaz Partiler ve Freak Off Partileri olarak bilinen bu etkinliklerde, cinsel taciz ve zorla uyuşturucu verme gibi suçlamalar öne çıktı. Partilerin ikinci aşamasında, katılımcılara zorla uyuşturucu verildiği ve hem yetişkinlerin hem de reşit olmayanların cinsel istismara maruz kaldığı iddiaları gün yüzüne çıktı. İsimsiz tanıkların ifadesine göre, Diddy ve yapımcılarından biri, odalarına içki getirttikleri insanlara cinsel tacizde bulunuyordu.

Ünlülerle ilişkileri

Bu skandal sadece Diddy’yi değil, onunla yakın ilişki içinde olan ünlü isimleri de gündeme taşıdı. Beyoncé, Jay-Z, Paris Hilton, Leonardo DiCaprio, Kim Kardashian gibi isimlerin Diddy’nin partilerine katıldığı biliniyor. İsimleri bu skandalla yan yana anılsa da, bu kişilerin Diddy’nin suçlarına doğrudan karıştıklarına dair herhangi bir kanıt bulunmuyor. Ancak uzmanlara göre müzik ve eğlence dünyasındaki bu olayların, bu ünlülerin imajlarına da zarar verme ihtimali mevcut.

Öte yandan geçtiğimiz haftalarda, Diddy’nin şarkıcı Usher’a tecavüz ettiği iddiası da ortaya atıldı. Bu iddiaların ardından, Usher'ın Justin Bieber’ı Diddy’nin partilerine götürdüğü ve burada Bieber’ın cinsel tacize uğradığı ileri sürüldü. İddialara göre, Bieber uzun süre Diddy ile gözetimsiz kalmış ve taciz bu süreçte devam etmişti. Ayrıca, Diddy’nin ismi Jeffrey Epstein davasında da dikkat çekiyor; Epstein Adası'na gidenlerin listesinde 114 kez geçtiği iddia ediliyor.

Skandal nereye uzanabilir?

Skandalın boyutları büyüdükçe, Combs'un sektördeki diğer önemli isimlerle olan bağlantıları da sorgulanmaya başlandı. Müzik prodüktörlerinden iş ortaklarına, bu isimlerin suçlara ne kadar dâhil oldukları veya bu olaylara göz yumdukları hâlen soru işareti. Mevcut süreç, Diddy’nin etkisi altındaki iş ortaklarını ve şirketleri de hedef alarak, müzik endüstrisinin içinde uzun yıllardır var olan bir sessizlik kültürünü de gözler önüne seriyor.

Özellikle müzik endüstrisinin büyük oyuncuları olan Bad Boy Entertainment, Universal Music Group ve Sean John gibi şirketlerin bu olaylarda nasıl bir rol oynadığı, davanın ilerleyen aşamalarında ortaya çıkacak. Combs’un iş ortakları ve sektördeki müttefiklerinin, onun yasa dışı eylemlerini bilip bilmedikleri ve bu duruma göz yumup yummadıkları da büyük bir merak konusu.

Bu dava, müzik endüstrisinde geniş çaplı bir temizlik başlatabilir ve MeToo hareketinin müzik sektöründeki yansıması olarak tarihe geçebilir. Özellikle büyük isimlerin bu skandala dahil edilmesi ve müzik dünyasındaki uzun süredir devam eden sessizlik kültürünün sona ermesi, sektörde köklü bir değişime yol açabilir. Diddy'nin suçlamalar karşısındaki savunması ve bu skandalın sonunda kimin nasıl etkileneceği ise zamanla netlik kazanacak.

‍