Kimi ona ‘burjuva kahraman' dedi kimi ise onun ABD müesses nizamının ayrıksı görünmeye çalışan bir yüzü olduğunu söyledi. Absürtlük sınırında gezen tavırları, sarkastik açıklamaları, şok eden yatırım kararları ve devasa servetiyle, ‘züğürdün çenesini yoran’ herhangi bir zengin olmadığını kanıtladı. Her hareketiyle, kendisinden bahsettirmeyi başaran, öveni de söveni de çok olan, kesinlikle yaşadığı çağa damgasını vurmayı başaran Elon Musk’tan bahsediyoruz.
Peki o aslında kim? Kendisinin de ima etmeye çalıştığı gibi süper kahraman Batman’e dönüşen asilzade burjuva Bruce Wayne’in gerçek dünyadaki temsili mi? Yoksa, komplo teorilerinde sıkça ifade edildiği üzere ABD derin devletinin küresel hegemonyasını yeniden üretmesinin aracı olan, bazı şımarıklık ve aşırılıklarına tahammül edilen kötücül bir pop figür mü? Bu soruların yanıtını bir çırpıda vermek çok mümkün değilse de Musk’ın kişisel hikayesi gerçekten merak uyandırıcı.
Verdiği en kötü karar
1971’de Güney Afrika’da doğan, annesi Kanadalı bir model, babası Güney Afrikalı bir Elektromekanik Mühendisi olan Elon Musk’ın dedesinin ABD’nin önemli isimlerinden olduğu biliniyor. Musk, parlak bir aileye doğmuş gibi görünse de bu aile saadeti uzun sürmedi, 1980’de annesi Maye ve babası Graham boşandıklarında o babasıyla Güney Afrika’da kalmayı seçecekti. Yıllar sonra bu seçiminin hayatında aldığı en kötü karar olduğunu söyledi. Zira babasını her fırsatta kötü ve korkunç biri olarak tanımladı. Daha da ileri giderek babasına ‘Şeytanın planı’ dedi. Ancak onu tanıyanlar Elon için ‘babasının kopyası’ diyor.
İlk oyunundan 500 dolar kazandı
Ünlü milyarderin babasıyla olan sorunları hayatını etkiledi. Zorbalığa uğrayan Musk, Asperger Sendromu’ndan muzdarip, içe kapanık, empatiden yoksun, iletişim güçlükleri çeken bir çocuk olarak büyüdü. Bilimkurgu’yla ilgilendi, yazılıma yöneldi. İlk kodlamasını kendi kendine yaptığında 12 yaşındaydı. 1984’de Blastar ismini taşıyan bir oyun yaptı ve 500 dolara sattı. Bu onun gelecekte ne yapacağına dair en önemli işaret olsa da gerçek hayata dair adımlarını Güney Afrika’dan ayrılarak attı.
Herşeyin mümkün olduğu yer: Amerika
Üniversite eğitimi için Kanada’ya giden Musk, ardından “Orada her şey mümkün” dediği ABD’ye geçti. Pensilvanya Üniversitesi’nde Fizik ve Ekonomi alanında lisans eğitimi aldı. Edison, Tesla, Steve Jobs gibi isimlerden ilham alan Musk’a göre insanlığın geleceğini belirleyecek sorunlar belliydi: internet, temiz enerji ve uzay. Yıllar sonra Musk, bu sorunların başına ‘yapay zeka’ konusunu ekledi. Musk, yapay zeka için “nükleer silahtan daha tehlikeli” dedi.
''Yapay zeka nükleer silahlardan daha tehlikeli, o zaman neden yasal bir denetimimiz yok? Bu tamamen delilik.''
Musk, bu distopik öngörüsüne rağmen, kendi yapay zeka şirketi XAI’yi kurdu. Şirketi ilk olarak, yapay zeka sohbet robotu Grok’u geliştirdi. Bu Musk’ın, OpenAI’nin ChatGPT’sine verdiği yanıttı. Grok, Musk’ın sarkastik yaklaşımının bir yansıması gibiydi. “Mizahtan nefret ediyorsanız, lütfen kullanmayınız” uyarısını yaptığı bu ürün, asi ve nükteli yanıtlar vermek üzere tasarlanmıştı. Yani, uygulama, nereden bakarsanız bakın, Musk ile sohbet etmek gibi bir deneyim sunuyordu.
‘X’ takıntısı
Kendisini hayatın sırlarını çözmüş, dünyanın sorunlarına vakıf biri gibi gören Musk, başladığı doktora programını ikinci gün bıraktı ve iş hayatına odaklandı. Ödeme sistemi X.com'u kurduğunda, yıl 1999’du ve kendisi henüz 28 yaşındaydı. Ünlü milyarderin “X” takıntısının kökeni o yıllarda görülmeye başladı. Şirket evliliğiyle büyüttüğü X.com'u Paypal adıyla 2002’de E-Bay’e sattı. X.com markası ve alan adı bu satışla E-Bay’e geçmiş oldu. Ancak Musk, 2017’de detayları açıklanmayan bir anlaşmayla ismi ve alan adını geri aldı. Böylece yıllar sonra satın alacağı Twitter’ın adını X olarak değiştirebildi.
Hedef, Mars’ta koloni kurmak
Musk’ın gözünü uzaya çevirmesi de çok sürmedi. Dünyada yaşam bir gün sonlanacak düşüncesiyle 2002’de uzay şirketi SpaceX’i kurdu. Mars’ı kolonileştirmek isteyen milyarder, bu yolda ticari uzay yolculuğu ve ABD’nin casus roketlerini taşımaya kadar ilerledi. SpaceX’in en çok konuşulan işi ise Starlink oldu. Uydularla dünyanın her yerinde internet erişimi vaadeden Musk, kimine göre uzayı uydularla donattı, kimine göre ise kirletti.
Tesla devrimi
Gözü uzayda olsa da ayakları hala yere basan Musk, otomobil dünyası için de devrimci bir adım attı. Musk, yine kötücül senaryolara dayanıyordu, ona göre ileride petrol savaşları çıkacaktı. 2003’te elektrikli otomobil şirketi Tesla’yı kurdu. Küresel iklim değişikliğiyle baş etmek istediği için ABD’nin en büyük enerji şirketi Solar City’nin yönetim kuruluna girdi. Musk her ne kadar niyetinin ‘halis’ olduğunu iddia etse de Tesla’ya batarya sağlayan Solar City’nin çevreci çözümlerinin pek de işe yaramadığı iddiasıyla yüz yüze geldi. Fosil yakıtlarla elde edilen elektrik enerjisinin, vaadedilen karbon salınımının azaltılmasında işe yaramadığının ortaya çıkması, Musk’ın daha da tartışmalı bir figüre dönüşmesine neden oldu.
Fanteziyi gerçek kıldı: İnsanlığa çip taktı
Musk’ın yeni teknoloji alanındaki girişimleri yıllar içinde hiç hız kesmedi, yatırım iştahı ise hiç kesilmedi. 2016’da kurduğu Nöroteknoloji şirketi NeuraLink, insan beyni ve yapay zekayı birleştirmeyi kendisine misyon edinecekti. Ve nihayet Neuralink, ilk kablosuz beyin çipini kısa süre önce bir insana başarıyla yerleştirdi. Böylelikle bir bilim kurgu fantezisi daha hayata geçmiş oldu. Çipin başlangıç hedefi felç ve karmaşık nörolojik sorunların tedavisine odaklanmak. ABD’de beyin çipi yerleştirilen bir hasta düşünce gücüyle satranç oynadı. Neuralink'in sahibi Elon Musk da o anları sosyal medya hesabından paylaşmayı ihmal etmedi.
Mars ve Dünya
Musk’ın aynı yıl kurduğu bir şirket daha var: The Boeing Company. Yine bir küresel felaket fantezisine dayanan, bir gün yeryüzünün yaşanmaz hale geleceği fikrinden yola çıkarak yeraltında tüneller inşa ediyor. Yani Mars’a inşa etmek istediği yaşam alanını lazım olursa diye, dünyada yer altına da taşıyor.
Twitter kuşuna X attı
Herkes, ‘daha ne yapacak’ derken, o 2022’de bambaşka bir girişimle gündeme geldi. Sosyal medya devi Twitter’ı satın aldı. Tepki çekmek gibi bir endişesi bulunmadığını kanıtlayan adımlar atarak, ücretli abonelik sistemini getirdi, ‘mavi tik’i satın alınabilen bir özelliğe dönüştürdü. En sonunda da X takıntısına geri dönerek, Twitter’ın adını “X” yaptı. Musk’ın Twitter’da yaptığı bu köklü değişiklik, rakibi Meta’nın sahibi Mark Zuckerberg’in iştahını kabarttı ve X’e alternatif ‘Threads’ piyasaya çıktıysa da beklenen başarıyı gösteremedi.
Teknoloji milyarderlerinin kafes dövüşü
Musk, sarkastik tavrını Zuckerberg karşısında sergilemekten kaçınmayarak, rekabeti kafes dövüşüne taşıma çağrısı yaptı. Zuckerberg, Musk’la rekabet ettiğini inkar etse de kafes dövüşü teklifini kabul etti. Tüm dünya, ikilinin kafes dövüşünü beklese de bu dövüş gerçekleşmeden rafa kalktı.
Trump’a açık destek
Kimi zaman siyasi vur kaçlarıyla da eleştiri oklarını üstüne çeken Musk, genellikle birbiriyle çelişkili argümanlarını dünyayla paylaşmayı da ihmal etmedi. Ukrayna savaşı boyunca, diğer küresel şirket sahiplerinin aksine, Kiev'in safında net bir şekilde durmadı. Moskova’nın ilhak ettiği Kırım’ın Rusya’ya ait olduğunu da iddia etti, Rusya devlet başkanı Putin’i düelloya da davet etti. Hem Ukrayna’ya Starlink desteği verdi hem de Zelenski’nin Rusya’ya karşı savaşı kazanamayacağını söyledi. ABD’deki ‘müesses nizamın’ adamı mıydı, yoksa tabu yıkan bir korkusuz mu? Vatandaşı olduğu ABD’nin politikalarına inat edercesine Tayvan’ın Çine ait olduğunu öne sürdü. ABD’deki ‘demokratların’ kültürel hegemonyası karşısında, anti-demokrat olarak suçlanmasına neden olsa da Cumhuriyetçi ve Donald Trump destekçisi olduğunu ilan etmekten kaçınmadı. Musk’ın sahibi olduğu X, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırısının ardından ‘anti-semitizm’i ve nefret söylemini yaymakla da suçlandı. Musk’ın buna karşı yaptığı şey ise hızla İsrail’i ziyaret etmek oldu. Musk, İsrail ziyaretinin ardından sahibi olduğu X platformu üzerinden yaptığı paylaşımda "Katliamın yaşandığı yeri görmek sarsıcıydı" ifadelerini kullanarak Tel Aviv yönetiminin Hamas'ı yok etmekten başka seçeneği olmadığını dile getirdi.
TEKNOFEST’e katılacak mı?
“Tartışmaların ve çelişkilerin adamı” olarak tanımlanmayı hak eden Musk, pek çok siyasi liderin de ilgisine mahzar oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan, Güney Kore lideri Suk-Yeol’a kadar pek çok lider ABD’de Musk’ı da ziyaret etti. Musk, Erdoğan’la görüşmesine oğlu AE A-XII ile geldi. Erdoğan Musk’ın oğluna top, kendisine ise yazdığı “DAHA ADİL BİR DÜNYA MÜMKÜN” kitabını hediye etti. Cumhurbaşkanı, Musk’tan, Türkiye’de bir Tesla fabrikası kurmasını isterken, ünlü milyarderi TEKNOFEST 2024’e davet etti. Musk X kişisel sosyal medya hesabından, Türkiye'nin havacılık, uzay ve teknoloji festivali TEKNOFEST'e ait görüntülerle birlikte bir ileti paylaşarak davet ettiği için Cumhurbaşkanı Erdoğan'a teşekkür etti.
Milyarder ve baba
Halihazırda 227 milyar dolarlık servetiyle Forbes’un milyarderler listesinin tepesindeki Musk’ın baba olmayı da çok sevdiği sır değil. İlk eşi Justine Wilson’la 2000’de evlenip 2008’de ayrıldı. İlk oğulları Nevada Aleksandır Musk, on haftalıkken hayatını kaybetti. Musk’ın daha sonra beş oğlu daha oldu: 2004’te ikizler, 2006’da üçüzler. Çift boşandıktan sonra çocukların velayetini paylaştı. Musk, fırtınalı özel hayatı hız kesmedi: 2008’de İngiliz aktris Talulah Riley ile çıkmaya başladı, 2010’da evlendi, 2016’da ayrıldı. 2016’da Johny Depp’in eski eşi Amber Heard’la çıkmaya başladı ancak ikili bir yıl sonra ayrıldı. Musk, Kanadalı müzisyen Grimes ile görüldüğünde takvimler 2018’i gösteriyordu. 2021’de ayrılan çiftin, aslında bir değli iki çocuğu olduğu yıllar sonra ortaya çıktı.
Ya ABD başkanı olursa…
52 yaşındaki Musk’ın bir sonraki adımını ve kariyerinin nasıl bir yöne evrileceğini kestirmek güç. Kendisi henüz net bir niyet beyan etmedi ancak siyasete olan ilgisi, 2024 seçimlerinde değilse de ABD’nin gelecekteki başkanı olabileceği yönünde yaygın bir kanaat oluşturuyor. Batman’in, kire ve suça bulanmış Gotham’ı servetiyle kurtarmaya çalışması gibi, Musk da servetini dünyanın iyiliği için mi kullanacak, yoksa ABD’nin küresel hegemonyasını yeniden tesis edecek bir modern zaman diktatörüne mi dönüşecek bunu zaman gösterecek.