Karma dövüş sanatları ve bu sporun en büyük organizasyonu UFC, popülaritesini artırmaya devam ederken pek çok hayran böyle bir geceye tanıklık etmenin nasıl bir his olduğunu merak ediyor. 22 Martta Londra'daki O2 Arena, bir UFC etkinliğine ev sahipliği yaparken Avrupa’daki UFC meraklılarına bu merakı giderme fırsatı sundu. Ben de o meraklılardan biri olarak notlarımı aldım. Bir UFC etkinliğini televizyon karşısında izliyorsunuz ancak arenada bir atmosferi soluyorsunuz. Yan yana dövüşleri izleyen yirmi bin kişiden yayılan elektrikle ringin etrafındaki enerji adeta elle tutulabilir hale geliyor ve büyüleyici bir atmosferin içerisinde kendinizi buluyorsunuz. Spikerlerin yorumlarını duyamıyorsunuz, güreş sekanslarında aksiyonu yakalamak için dev ekranlara yönelmek gerekiyor ve yumrukların sesi ekrandaki kadar net gelmiyor. Ancak bütün bunlara rağmen, orada olmanın heyecanı ve atmosferin gücü her şeyi telafi ediyor.

Dövüşlere Dair Notlar:

Edwards'ın Zirveden Düşüşü Sürüyor: Leon Edwards vs. Sean Brady

Leon Edwards, kendi evinde seyircisinin desteğini arkasına alsa da, Sean Brady'nin agresif yer oyunu karşısında çaresiz kaldı. Brady, dördüncü rauntta giyotinle Edwards’ı boğmadan çok önce İngiliz taraftarlar arenayı terk etmeye başlamıştı. Kariyerinde ilk defa pes eden ve Brady karşısında hiçbir varlık gösteremeyen Edwards'ın kariyerinin en büyük yenilgisini aldığı söylenebilir. İşler iyi gitmediğinde çizdiği çaresiz portre hem fanlar hem de UFC gözündeki değerini düşürmüş görünüyor.

‍Gençlik Deneyime Karşı: Jan Blachowicz vs. Carlos Ulberg

Blachowicz'in tecrübesi, genç Ulberg karşısında galibiyete yetmedi. Genel olarak olaysız geçen mücadelede, uzun bir sakatlık sürecinin ardından geri dönen Blachowicz tutuk bir görüntü çizdi. Yakın geçen mücadeleyi daha çok ileri adımlayan Ulberg hakem kararıyla kazandı. Blachowicz ise hayal kırıklığıyla kafesten ayrıldı. 

Diğer Önemli Anlar:

- Molly McCann, Alexia Thainara karşısında aldığı yenilgi sonrasında kariyerine son verdiğini açıklayınca tribünlerde duygusal anlar yaşandı. Geçtiğimiz yıl yaşadığı sakatlık sonrası ringlere dönmekte zorlandığını söyleyen Molly, eldivenlerini ringte bıraktı.

- Kevin Holland, Gunnar Nelson karşısındaki üstün performansıyla seyirciden büyük alkış topladı. Enerjik stili ve dövüş esnasında bile sürekli konuşmasıyla izleyicilerin keyif aldığı bir isim olan Holland velter sıklette ciddi bir rakip olmaya devam ediyor.

- Gecenin en efsanevi anı Shauna Bannon’ın ipten aldığı maç oldu. Yediği tekme sonrası yere yığılan Bannon, maçı bu noktadan çevirerek rakibini pes ettirdi ve gecenin performansı bonusunu alan dövüşçülerden biri oldu.

Atmosfere dair son hisler ve gecenin maliyeti

Arenada olmanın en keyifli yanlarından biri Bruce Buffer’ın efsanevi anonslarına canlı şahit olmaktı. Onun coşkulu sesi, dövüşlerin başlamadan önce tüm seyircileri moda sokmakta kesinlikle rakipsiz. Ayrıca, ana kart başlamadan çalan şarkılar tribünleri adeta bir konser alanına çevirdi. Özellikle "Sweet Caroline" çaldığında tüm arenanın tek bir ağızdan şarkıya eşlik etmesi ve atmosfer unutulacak gibi değildi. Arenadayken UFC izlemenin güzel yanlarından bir diğeri de sadece dövüşleri takip etmek için orada olmadığınızı hissetmeniz. Oradasınız çünkü aynı zamanda bir topluluğun parçasısınız gibi hissediyorsunuz. Aynı ilgi alanına sahip yirmi bin kişiyle aynı yerde maçları izlerken sosyalleşmek, yanınızdaki ya da arka sıranızdaki insanlarla maçları değerlendirmek ve sosyalleşmek gerçekten paha biçilemez bir deneyim sunuyor.

Tabii böyle bir gecenin bir maliyeti de var. Biletler 200 Sterlin civarından başlarken, bir bardak bira 10 Sterlin, sosisli veya pizza gibi yiyecekler 15-20 Sterlin aralığında satılıyordu. Pek çok standarta göre pahalı sayılabilecek bu deneyim, senede ancak birkaç kez yakalama şansınızla veya gecenin sunduğu atmosferle kıyaslandığında kesinlikle değecek.