Palantir Technologies ve PayPal’ın kurucu ortağı olan milyarder girişimci ve risk sermayedarı Peter Thiel, ABD medyasında konuk olduğu Joe Rogan Experience’taki söylemleriyle gündeme geldi. Thiel, Joe Rogan’la olan röportajında teknoloji, toplum ve jeopolitik üzerine tartışmalı fikirlerini paylaştı. Söylemlerin çoğunluğuna komplo teorileri olarak bakılsa da; sosyal medyadaki birçok kişi Thiel’ın gelecekteki dünya düzenine dair algılarına katıldığını belirtiyor. Thiel’ın yaşadığımız dünya ve geleceğe dair açıklamalarında ise yapay zekanın (AI) gelişimi, teknolojik stagnasyon ve doğum oranlarındaki düşüşten UFO’lara kadar varan geniş yelpazedeki söylemler var. ABD’de Thiel; teknoloji ve girişimcilikle Amerikan sağının geleceğini şekillendirmeye çalışan bir milyarder olarak tanınıyor.
Yapay zekânın gelişimi ne düzeyde?
Peter Thiel’ın röportajındaki açıklamalara göre, yapay zekanın gelişimi gelecekte merkezi bir rol oynayacak ve San Francisco’daki büyük teknoloji şirketlerinin bu alanda hakimiyeti devam edecek. Yapay zekâ, ekonomi, kültür ve politika üzerindeki etkilerini daha da derinleştirecek ve Thiel’e göre toplumu yeniden şekillendirecek.
Thiel, yapay zekanın geleceğiyle ilgili iki temel görüşü ele alıyor. İlki, Oxford Üniversitesi profesörü Nick Bostrom'un 2014 tarihli Superintelligence kitabında dile getirilen ve AI'nın "Tanrı benzeri bir zeka" seviyesine ulaşabileceği fikri. Bu görüş, yapay zekanın insan zekasını aşarak, insanüstü bir zeka haline gelebileceğini savunuyor. Diğer görüş ise Kai-Fu Lee'nin 2018 tarihli AI Superpowers kitabında yer alıyor ve yapay zekanın daha düşük teknolojili, gözetim ve yüz tanıma teknolojisi gibi alanlarda uygulandığına dikkat çekiyor.
Thiel, ChatGPT'nin 2022 ve 2023'teki gelişimini, AI'nın ne süper zeka ne de sadece gözetim teknolojisi olmadığını gösteren bir dönüm noktası olarak nitelendiriyor. Özellikle Turing Testi'ni geçmesinin AI araştırmalarının "kutsal kasesi" olduğunu belirtiyor. Thiel, günümüzde YZ’nin bu testi geçmekten çok daha fazlasını yapabileceğini ve bunun sadece başlangıç olduğunu belirtiyor.
Teknolojik stagnasyon: 1970’lerden bugüne
Thiel, teknoloji alanında uzun süredir bir duraklama yaşandığını savunuyor. Özellikle 1970’lerden bu yana, fiziksel dünyadaki teknoloji ilerlemelerinin beklenildiği kadar hızlı olmadığını belirtiyor. Dijital dünyada yaşanan büyük ilerlemelere rağmen, fiziksel altyapı ve yaşam standartları açısından büyük sıçramaların olmadığını iddia ediyor. Thiel’e göre, bu duraklama, insanlığın distopik veya apokaliptik bir geleceğe yol açabilecek teknoloji kullanımına yönelik korkusundan kaynaklanıyor olabilir.
Bu bağlamda Thiel, insanların birçoğunun dijital dünyada yaşanan gelişmeleri göz önünde bulundurarak teknolojinin hızla ilerlediğini düşündüğünü, ancak fiziksel dünya ve altyapı alanında kayda değer ilerlemelerin olmadığını öne sürüyor. Örneğin, 1960'ların ve 70'lerin büyük mühendislik projeleri ve uzay keşifleri, günümüzün dijital çağındaki yeniliklerle karşılaştırıldığında daha somut ve gözle görülür ilerlemeler olarak değerlendirilebilir.
Düşen doğum oranları
Thiel, modern toplumlarda düşen doğum oranlarının ciddi bir tehdit oluşturduğunu belirtiyor. Kariyer odaklı yaşam tarzları ve çevresel kaygılar, doğum oranlarını düşürüyor ve bu durumun uzun vadede büyük demografik sorunlara yol açabileceğini öngörüyor. Thiel’e göre, bu trend devam ederse, insan nüfusu ciddi ölçüde azalabilir ve bu da küresel ekonomi ve sosyal yapılar üzerinde büyük etkiler yaratabilir.
Thiel, insanların çocuk sahibi olma kararlarının büyük ölçüde çevresel faktörlere bağlı olduğunu, bir toplumda doğum oranlarının düşmesi durumunda diğer bireylerin de çocuk yapmaktan vazgeçebileceğini savunuyor. Bu durum, özellikle gelişmiş ülkelerde, nüfusun giderek yaşlanmasına ve genç nüfusun azalmasına yol açabilir, bu da ekonomik ve sosyal dengeleri alt üst edebilir.
California ve Suudi Arabistan karşılaştırması
Thiel, podcast'te California’yı Suudi Arabistan ile karşılaştırarak çarpıcı bir benzetme yaptı. Ona göre, California’nın “Wokeizm” olarak adlandırdığı liberal ve ilerici kültürü, Suudi Arabistan’ın Wahhabizmi ile benzerlikler taşıyor. Thiel, California’nın teknoloji devleri sayesinde büyük bir ekonomik güce sahip olduğunu, tıpkı Suudi Arabistan’ın petrol zenginliğiyle ayakta durması gibi, California’nın da bu büyük teknoloji şirketlerinin sağladığı gelirle varlığını sürdürdüğünü belirtiyor.
Thiel’in bu kıyaslaması, California’nın kültürel ve ekonomik dinamiklerinin ne kadar güçlü olduğunu vurgulamakla birlikte, aynı zamanda bu iki bölgenin yönetimsel açıdan birçok açıdan paralellikler taşıdığını ortaya koyuyor. Thiel, bu iki toplumun da dışarıdan bakıldığında çelişkili ve sürdürülemez görünebileceğini, ancak güçlü ekonomik temeller sayesinde uzun süre ayakta kalabileceklerini öne sürüyor. Özellikle teknoloji şirketlerinin sağladığı büyük gelirler, tıpkı Suudi Arabistan’daki petrol gelirleri gibi, California’nın birçok yapısal sorununu maskeleyebiliyor.
UFO’lar ve dünya dışı yaşam
Podcast'in en ilginç bölümlerinden biri, Thiel’in UFO'lar ve dünya dışı yaşam üzerine yaptığı tartışmaydı. Thiel, birçok UFO gözleminin aslında gelişmiş insan yapımı dronlar olabileceğini belirtse de, evrende başka yaşam formlarının var olma olasılığını göz ardı etmenin zor olduğunu kabul ediyor. Bu konu, insanlığın evrende yalnız olup olmadığı sorusunu yeniden gündeme getiriyor ve Thiel, dünya dışı yaşamla karşılaşma olasılığının toplum üzerinde büyük bir etki yaratabileceğini ifade ediyor.
Thiel ayrıca, UFO fenomeninin araştırılması konusunda, bu alandaki ilerlemelerin yavaş olduğunu ve bunun bilimsel bir kariyer açısından pek cazip olmadığını ifade ediyor. Ancak, dünya dışı yaşamın varlığına dair kanıtların yavaş yavaş insan bilincine entegre edilmesi gerektiğini, aksi takdirde toplumsal yapının bozulabileceğini belirtiyor.
Diğer açıklamaları
Peter Thiel Joe Rogan ile yaptığı konuşmada; ayrıca Kaliforniya’nın yüksek vergileri nedeniyle milyarderlerin eyaleti terk etmeyi düşünmeleri, Jeffrey Epstein’in güçlü kişilerle olan karanlık bağlantıları ve Bill Gates’in federal bütçe ile olan şüpheli ilişkileri gibi konulara da değindi. Thiel, Kaliforniya'nın ekonomik durumundan duyduğu endişeleri dile getirirken, Epstein’in etkisinin ve bağlantılarının hala tam olarak anlaşılmadığını vurguladı. Ayrıca, federal bütçeye büyük miktarda para aktarılmasının, sistemdeki daha büyük bir sorunun işareti olabileceğini belirtti.